TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİ İLE İLGİLİ YENİ KANUN TEKLİFİ ÜZERİNE HUKUKİ GÖRÜŞ

TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİ İLE İLGİLİ YENİ KANUN TEKLİFİ ÜZERİNE HUKUKİ GÖRÜŞ
AES: ''%2’ LİK BARAJ GETİRİLSE DAHİ OCAK 2024 E KADAR UYGULANAMAZ!''

TBMM’ne sunulan yeni Torba Kanun Teklifinde; “ MADDE 11- Uluslararası, Anayasal ve yasal düzenlemeler çerçevesinde temel hak ve özgürlükler kapsamında güvence altına alınmış örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının temin edilmesini sağlamak ve kamu çalışanlarının işveren karşısında dengeli bir toplu pazarlık süreci yürütebilmelerini temin edebilmek için daha güçlü bir kamu görevlileri sendikacılığı oluşmasına katkı sunmak amacıyla 375 sayılı KHK'nın ek 4 üncü maddesinde değişiklik yapılması ihtiyacı oluşmuştur.

Bu kapsamda; Sendikal algının güçlendirilmesi ve sendika üyeliğinin desteklenmesi amacıyla kurulu olduğu hizmet kolunda çalışan kamu görevlilerinin yüzde ikisinden daha az üye kaydetmiş kamu görevlileri sendikalarına üye olan kamu çalışanlarına ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımıyla bulunacak tutar kadar toplu sözleşme desteği, Kurulu olduğu hizmet kolunda çalışan kamu görevlilerinin yüzde ikisinden daha fazlası üye kaydetmiş kamu görevlileri sendikalarına üye olan, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ise toplu pazarlık hakkının daha dengeli yürütülebilmesi ve güçlü sendikacılığın temin edilmesi amacıyla ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşme ile belirlenecek tutarda toplu sözleşme ikramiyesi, Ödenmesi amaçlanmaktadır. Toplu sözleşme desteği ile toplu sözleşme ikramiyesinin ödenmesinde uygulamada mükerrer Ödeme yapılmaması amacıyla toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmayacağı kanun metninde düzenlenmektedir.
Ayrıca maddede üye sayılarının tespitinin nasıl yapılacağı ve toplu sözleşme desteği ile toplu sözleşme ikramiyesinden kimlerin, ne zaman, hangi şartlarda nasıl yararlanacağı belirlenmektedir…” gerekçesiyle yeni bir teklif getirilmektedir.

Hükumet tarafından daha önce toplu sözleşmede yapılan değişiklik hakkında açtığımız davada D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE 2021/6347 Esas Sayılı dosyasında verdiği kararda; “ 1- 25/08/2021 tarih ve 31579 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin, ''Toplu Sözleşme İkramiyesi'' başlıklı 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 4. maddesinde yer alan üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ibaresinin ne şekilde uygulanacağını gösteren, “kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %1'inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine şeklinde '' ibaresinin; 2- Aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan, ''Birinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde, ödeme tarihi itibarıyla Resmi Gazete’de en son yayımlanan '4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları ile Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin İstatistik Hakkında Tebliğ' esas alınır.'' düzenlemesinin; iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması istenilmektedir. ..  HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Dava; Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin ''Toplu Sözleşme İkramiyesi'' başlıklı 23. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 4. maddesinde yer alan üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ibaresinin ne şekilde uygulanacağını gösteren, "kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %1'inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine şeklinde" ibaresi yönünden incelendiğinde; Yukarıda açık metinlerine yer verilen Anayasa hükümleri ile, sendika kurma hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı ve çalışanlar ve işverenlerinin, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahip olduğu; hiç kimsenin bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamayacağı; sendika kurma hakkının; ancak, bazı sebeplerin varlığı halinde Kanunla sınırlanabileceği; toplu sözleşme hakkı kapsamında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin toplu sözleşme yapma hakkına sahip oldukları, bu konu ile ilgili hususların Kanunla düzenleneceğinin kurala bağlandığı görülmektedir.
 

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda; sendika ve konfederasyonların kuruluşu, organları, yetkileri ve faaliyetleri, görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumlulukları ile toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenerek, hizmet kolu esasına göre Türkiye çapında faaliyette bulunmak amacıyla bir hizmet kolundaki kamu işyerlerinde çalışan kamu görevlileri tarafından kurulabilecek olan sendikaların hizmet kollarına yer verilmiş olup, sendikalara üyeliğin serbest olduğu, kamu görevlilerinin çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilecekleri hükmünün yanında, kamu işvereninin kamu görevlileri arasında sendika üyesi olmaları veya olmamaları nedeniyle bir ayrım yapamayacağı hususu, sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi olarak düzenlenmiştir.

Anılan Kanun'un 28. maddesinde; toplu sözleşmenin, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsayacağı; toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı belirtilmiştir.

Anayasa’nın 51. maddesiyle düzenlenen sendika kurma hakkı, örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olduğundan, bu hakka yönelik olarak yapılabilecek müdahalelere karşı ilgili mevzuat uyarınca bir korunma ve bu hakkın kullanılması nedeniyle yaptırıma uğranılmaması anlamında bir güvence sağlandığı açıktır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 4. maddesinde yer alan, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleriyle birlikte kırkbeş Türk Lirası toplu sözleşme ikramiyesi ödeneceğine ilişkin düzenleme incelendiğinde; ilgililerin bu maddeden yararlanabilmesi için, sendika üyesi olması ile aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilmesinin yeterli olduğu açık olmasına karşın, 4688 sayılı Kanun’un 28. ve 32. maddelerine dayanılarak akdedilen, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin, toplu sözleşme ikramiyesinin düzenlendiği 23. maddesinde, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 4. maddesinde yer alan ''üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine'' ibaresinin, ''kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az %1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine şeklinde’’ uygulanacağı kurala bağlanmak suretiyle, ilgili mevzuat hükmünü daraltıcı ve toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanma koşullarını kısıtlayıcı, daha önceki dönemlere ilişkin toplu sözleşme metinlerinde yer almayan bir düzenlemenin yapıldığı anlaşılmaktadır.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin toplu sözleşme yapılabileceği açık olmakla birlikte, 4688 sayılı Kanun’da toplu sözleşme kapsamının mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak belirleneceği ifade edildiğinden, toplu sözleşmede, kanuna aykırı olmamak koşuluyla memurlar ve diğer kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin hususlarda, çalışanlar lehine kural ve düzenlemelerin getirilmesi mümkündür. Ancak, kanun hükümlerinin toplu sözleşme ile değiştirilmesi ya da toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanma koşullarının sınırlandırılması veya daraltılması suretiyle bu hakkın kullanımının engellenmesi de mümkün değildir. Bir başka ifadeyle, toplu sözleşme hakkı, kamu görevlilerine kanunla yüklenen birtakım yükümlülüklerden kurtulma hakkı vermediği gibi, kanunun belirlediği sınırlar dışında düzenlemeler yapma, hak ve yükümlülükleri kaldırma hakkı da vermemektedir.

Bu durumda; 4688 sayılı Kanun’un 28. maddesinde yer alan, toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere, toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı yolundaki hükmün farklı şekilde yorumlanarak, toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmada, hizmet kollarına ilişkin olarak üye olunan sendikalar açısından, “toplam kamu görevlisi sayısının en az %1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalar’’ şeklinde kriter getirilmesi suretiyle sendikalar arasında ayrıma yol açılması, açıkça sendikal özgürlüğe bir müdahale oluşturarak sendikaların kuruluş amaçlarının gerçekleştirilmesini önleyici şekilde üye kaybına sebebiyet verecek nitelik taşıdığı gibi, aynı hizmet kolunda çalışıp aynı işi yapan sendika üyesi kamu görevlileri arasında, sadece farklı sendikalara üye olmaları nedeniyle "toplu sözleşme ikramiyesi ödemesinde" eşitsizlik yaratması suretiyle çalışma barışını da olumsuz yönde etkileyeceğinden, dava konusu düzenlemede mevzuata ve hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan bu düzenlemenin uygulanması halinde giderilmesi güç veya imkânsız zararların doğmasına yol açacağı da kuşkusuzdur…” gerekçesiyle anılan hüküm hakkında yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

HÜKUMET TARAFINDAN SENDİKAL ÖZGÜRLÜĞE MÜDAHALE ŞEKLİNDE YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMASI AMAÇLANDIĞI ANLAŞILMAKTADIR. BU KEZ DÜZENLEMENİN KANUN HÜKMÜ ŞEKLİNDE YAPILMAK İSTENMEKTEDİR.

4688 sayılı Kanun’un 28. ve 32. maddelerine dayanılarak akdedilen, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin yürürlüğü devam etmektedir.

TOPLU SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ YÜRÜRLÜKTE İKEN BU SÖZLEŞMEYE AYKIRI OLARAK SENDİKAL ÖZGÜRLÜĞE MÜDAHALE SAYILAN VE HAKLARI SINIRLAYAN YENİ BİR KANUNİ DÜZENLEMENİN TOPLU SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ KARŞISINDA HÜKMÜ NEDİR? KANUN KABUL EDİLSE DAHİ SON DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME HÜKÜMLERİ UYGULANMAYA DEVAM EDECEK MİDİR?

Toplu sözleşme yürürlüğe girmekle, ayrıca bir düzenleme yapılmasına gerek olmaksızın hukuki sonuçlarını doğurur.
Toplu sözleşme yürürlükte olduğu iki mali yıl boyunca, ilgili olduğu kanun hükümlerini yürürlükten kaldırmamakta; ilgili kanun hiikün1lerinin uygulanabilirliğini, kendi yürürlükte olduğu süre boyunca askıya almaktadır. Mali ve sosyal haklara ilişkin kanun hükümleri yürürlüktedir, fakat uygulanabilir değildir. Toplu sözleşme hükümleri, bu süre boyunca, ilgili oldukları kanun hükümlerinin yerine geçmektedir. Bu etki, yerine geçme etkisi (ikame etkisi) olarak adlandırılabilir.

Yasama organının mali ve sosyal haklar alanında kanunla düzenleme yapma yetkisi devam etmektedir. 4688 sayılı Kanun'da yer alan 'Bu sözleşmede düzenlenmeyen mali ve sosyal haklar hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmasına devam olunur' şeklindeki kural da bu çerçevede düşünülebilir. Çünkü, ilgili kanun hükümleri halen yürürlüktedir. Toplu sözleşmenin kanun hükümleri üzerindeki etkisi, yürürlükleri değil, uygulanabilirlikleri bakımından ortaya çıkmaktadır. Toplu sözleşme, statü hukuku alanında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin statülerinin kanunla belirlenmesi gerektiği şeklinde ortaya çıkan kanunilik ilkesinin bir istisnasını oluşturmaktadır.

Mali ve sosyal haklar alanında toplu sözleşme hükümleri ile kanun hükümlerinin eşit değerde olduğu söylenebilir. Ne var ki toplu sözleşme hükümlerinin kanun hükümleri üzerindeki etkisi, uygulanma önceliğinden ya da kanun hükümleri yerine geçme etkisinden (ikame etkisi) ibaret olan sınırlı bir etkidir. İlk olarak, toplu sözleşme hükümleri ilgili olduğu konuda mevcut olan kanun hükümlerini yürürlükten kaldırmamakta, kanun hükümlerinin uygulanabilirliği üzerinde bir etkide bulunmaktadır. Kanun kuralları geçerlidir ve yürürlüktedir. Zaman bakımından iki mali yıl süresince geçerli olacak toplu sözlenmenin hukuki etkisi ise, sürenin bitiminde kendiliğinden son bulmaktadır. Yeni bir toplu sözleşmenin yapılamaması durumunda, zaten yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanabilir olacak; toplu sözleşmede düzenlenmeyen mali ve sosyal haklar bakımından ise zaten ilgili kanun hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle toplu sözleşme hükün1lerinin kanun hükümleri üzerindeki etkisi belirli bir süre ile sınırlı (geçici) bir yerine geçme (ikame) etkisidir. (Dr. Yeliz Şanlı Atay, Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesinin Hukuki Rejimi, Turhan Kitabevi, Ankara 2021, 116-119 sayfalar)
Anayasa'nın 128'inci maddesinde, "mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır" denmekle, mali ve sosyal haklar bakımından kanunlarda yer alan kurallar minimum sınırı oluşturmakta ve bu sınırın üzerine çıkına koşulu ile toplu sözleşme ile kural koyma yetkisinin kullanılacağı bir alan açılmaktadır.

BU NEDENLE, KANUN KURALINA GÖRE DAHA İLERİ BİR MALİ YA DA SOSYAL HAK İÇEREN TOPLU SÖZLEŞME KURALI KANUN KARŞISINDA UYGULANMAK ZORUNDADIR.

Sonuç olarak Son dönem Toplu Sözleşme hükmüne aykırı ve mali ve sosyal hakları sınırlayıcı bir kanun hükmü, toplu sözleşmenin süresi boyunca uygulanamaz. Danıştay’ın Yürütmeyi durdurma kararının gerekçesi de aynı yöndedir.
 
12/12/2022
Anadolu Eğitim Sendikası Vekili
Av. Ümit Gülseven

HABERE YORUM KAT

UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.