MEMURUN MAKÛS TALİHİ: “DELEGE DEMOKRASİSİ”
Memur Sen Genel Başkanının 415 delege ile belirlendiği seçimde; Ali YALÇIN’ın, 10 kişiden oluşan Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri arasında sondan ikinci oya tekabül eden aldığı 267 oy ile 1 milyon memuru temsil etmesi tezatlıktır. Ne diyelim “Delege Demokrasisi” dedikleri olgunun nimetleri böyle bir şey.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin başta savunma sanayisinde olmak üzere başarılı icraatlarının arkasına sığınarak değil, memurun yaşam standartlarını iyileştirmedeki gayretindir senin başarın.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin başta savunma sanayisi olmak üzere başarılı icraatlarıyla güç devşirmenizin üyenizde karşılığı bulunmamaktadır. Çünkü bu başarılı icraatlar seksen beş milyonun gurur kaynağıdır. Zaten 28 Mayıs 2023 günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu necip millet ferasetiyle özgür iradesini sandığa yansıtmıştır. Siz, asli göreviniz olan memurun ekonomik durumunu iyileştirme çabanızla gündemde kalmaya çalışın. Senin başarı karnen; hepimizin gurur kaynağı olan Hükümetimizin başarılı icraatlarıyla değil, memurun yaşam standartlarının iyileştirilmesi için gösterdiğin gayretinle doğru orantılıdır.
Memur Sen’in 7. Olağan Kongresi 1 Mayıs 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın onur konuğu olduğu, devletimizin üst düzey protokolünün ve yedi bin üzerinde davetlinin hazır bulunduğu bir ortamda yapıldı.
Kongrede bir protokol konuşmasının ardından bir tüzük maddesi okunup, oylamaya geçiliyor, tüzük maddesiyle ilgili müzakere yapmak isteyenlere ise şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız salona teşrif edecekleri gerekçesiyle zamanın sınırlı olduğu denilerek söz hakkı verilmiyor ve hemen oylama yapılarak değişiklik Genel Kuruldan geçiriliyor. Sonra yine bir protokol konuşması ve yine bir tüzük değişikliği müzakere edilmeden okunup oylanıyor. Böylece tüzükte yönetimin istediği doğrultuda istenilen değişiklikler, içerikten yoksun formaliteden ibaret okunup oylanarak amaç kendilerince hâsıl olmuş oldu.
Tüzük maddelerinin sağlıklı bir şekilde müzakere edilip oylanmasına fırsat vermemek ve süreci oldubittiye getirmek için ortam profesyonelce hazırlandığı görülmektedir. Genel Kuruldaki tüzük değişikliklerinin onaylanması ve zorunlu organların seçimi 415 delegeyi ilgilendirmesine rağmen salonda yedi bin üzerinde davetlinin bulunması müzakere ortamına imkân tanımamaktadır.
Tüzük değişikliğini ve seçimli olağan genel kurulu Sayın Cumhurbaşkanımızın geleceği programa sıkıştırılmasının; Sayın Cumhurbaşkanımızın arkasına sığınarak sendika yöneticilerinin kendi çıkarlarını tahkimat etmelerinin dışında başka bir izahı yoktur.
Tüzük değişikliği yapacak Allah’ın başka bir günü kalmadı mı? Eğer bu işte bir hinlik yoksa samimi iseniz. Sadece 415 delegenin katıldığı daha geniş zamanlı bir toplantı niçin yapmadınız? O toplantıda tüzük değişikliği madde madde okunur, müzakere edilir ve oylanırdı. Doğrusu bu iken nedir bu aceleniz? Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrif edeceği bir ortamda tüzük değişikliği yapmakla neyi murad ettiniz? Yangından mal kaçırırcasına niçin her şeyi oldubittiye getirerek yapmak istiyorsunuz?
Tüzük değişikliği sendikanın ve üyelerin menfaatlerinin gerektirdiği zorunluluktan dolayı mı yapıldı? Yoksa sendika yöneticilerin ikballerini sağlamlaştırmak için mi yapıldı? Memur Sen sitesinde bulunan Tüzükte, yapılan değişiklikler metin içerisinde mevzuat usulü gereği, değişiklik tarihleri kalın yazıyla belirtilerek niçin yayımlanmadı? Aidatlarıyla konforlu ve şatafatlı sendikal saltanatlığınızı sürdürmenizi sağlayan üyenizden neyi saklıyorsunuz?
Bu ne biçim kongre bu ne biçim tüzük değişiklikleri dedirtir tarzda yapılan kongrede; Genel Başkanlığa aday olan Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin KÖKSAL’ın 97 oy alması, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine aday olan Büro Memur Sen Genel Başkanı Yusuf YAZGAN’ın 141 oy alması sendikamızın geleceğine projeksiyon yansıtması bakımından çok kıymetli olarak görülmektedir.
1 Milyon üyesi olan Memur Sen Genel Başkanının sadece ve sadece 415 delege ile seçiliyor olması ayrı bir çarpıklıktır. Bu çarpıklığa rağmen Ali YALÇIN’ın 10 kişiden oluşan Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri arasında aldığı 267 oy ile sondan ikinci oyu almış olması, sendikadaki kabullenmişlik ölçütünü çok iyi okumak gerekir. Bu anlamda memuru ne derece temsil edebilir olduğunun takdirini de kamuoyuna bırakıyor ve diyoruz ki;
267 delegenin oyuyla seçilen Ali YALÇIN, önümüzdeki 4 yıl 7,5 milyon kişinin evine kaç ekmek götüreceğine karar veren sözleşmeye imza atacak. Ali YALÇIN'a yetkiyi 267 kişi verdi. Ama bunun sonucuna 7,5 milyon kişi katlanacak. Memurun makûs talihi budur. Delege demokrasisi memuru açlık ve yoksulluğa mahkûm etmektedir.
Yıldırım DEMİRCİ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.