Bakan Özer, TBMM Genel Kuruluna Hitap Etti
Bakan Özer, TBMM Genel Kurulunda, Millî Eğitim Bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin konuşmasına, Gaziantep Karkamış'ta terör saldırısında hayatını kaybeden öğretmen Ayşenur Alkan'a rahmet dileyerek başladı. Özer, konuşmasında; ülkelerin en önemli ve sürdürülebilir sermayesinin beşeri sermayesi olduğunu belirterek beşeri sermayelerinin niteliğini artırmada sahip oldukları en önemli aracın da eğitim olduğunu söyledi.
Ülkemizin hedeflediği sürdürülebilir kalkınmayı sağlamanın ve rekabetçi ekonomiye sahip bir bilgi toplumuna dönüşmenin yolunun bilişsel ve bilişsel olmayan becerileri yüksek, kültürünü içselleştirmiş ve evrensel kültüre sahip sağlıklı bir nesil yetiştirmekten geçtiğini ifade ederek, "Bu inançla, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bütün bireylerin nitelikli eğitime eriştiği bir eğitim sistemi oluşturmayı hedeflemekteyiz. Bütün çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütmekte, eğitim politikalarımızı bu doğrultuda şekillendirmekteyiz." dedi.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde 2000'li yıllardan itibaren eğitim sisteminin birçok bileşeninde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen tarihi bir dönüşüm sürecine girdiğini kaydeden Özer, şunları söyledi: "Eğitimin tüm kademelerinde bir taraftan okullaşma oranlarının artırılması aracılığıyla eğitim kitleselleştirilirken diğer taraftan derslik başına ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı önemli ölçüde azaltılarak OECD ortalamasına yaklaştırılmıştır. Dolayısıyla bu dönüşüm, bir yandan eğitim sisteminde evrenselleşmeyi sağlarken diğer yandan niteliğin de artmasına imkân vermiştir. Yani son yirmi yıldaki eğitimdeki kitleleşme kaliteye rağmen değil, kalite odaklı bir şekilde gerçekleştirir. Yaşanan bu dönüşüm sürecinde ana hedeflerden birisi eğitimde fırsat eşitliğini artırmaktır. Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için Şartlı Eğitim Yardım'ından (ŞEY), pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılmasına, ücretsiz yemek hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı sosyal politikalar kararlı bir şekilde uygulanmıştır. Bu sosyal politikaların uygulanması, çeşitli dezavantajlara sahip öğrenciler ve kızlarımız başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin eğitim faaliyetlerinden etkin yararlanması açısından oldukça önemli bir destek mekanizması oluşturmuştur. Bu politikaların da desteğiyle okullaşma oranları okulöncesinden başlayarak tüm eğitim kademelerinde ilk kez yüzde 95'in üzerine çıkartılmıştır. Bugün gelinen noktada, eğitim faaliyetlerinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırıldığı ve evrenselleşmenin tüm eğitim kademelerinde sağlandığı açıkça görülmektedir. 2000'li yıllarda 5 yaşında yüzde 11 olan okullaşma oranı bugün yüzde 99'a; ilkokulda okullaşma oranı yüzde 99,63'e; ortaokulda okullaşma oranı ise yüzde 99,44'e yükseltilmiştir."
Okullaşma oranlarındaki artışın en çarpıcı olduğu eğitim kademesi okulöncesinden sonra ortaöğretim olduğuna dikkati çeken Özer, 2012 yılında hayata geçirilen 4+4+4 sisteminin de önemli katkıları neticesinde ortaöğretimde yüzde 44 olan okullaşma oranı yüzde 95'e yükseltilmiştir." diye konuştu.
Son 20 yılda okullaşma oranlarında meydana gelen iyileştirmelerden en çok kız çocukların yararlandığını dile getiren Özer, en büyük gelişimin ise ortaöğretim düzeyinde yaşandığını; 2000'li yıllarda ortaöğretimde kızların okullaşma oranı yüzde 39,2 iken bugün bu oranın yüzde 95'e yükseldiğini kaydetti.
Bakan Özer konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemizde eğitimin tüm kademelerinde kız çocuklarımızın okullaşma sorununu çözmede en önemli atılım yine son 20 yılda gerçekleştirilmiştir. 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında resmî ve özel toplam 71 bin 818 okulumuzda 1 milyon 200 bin öğretmen ve 19 milyon 100 bin öğrencimiz ile eğitim ve öğretime devam ediyoruz. Görüleceği üzere eğitim sistemimizdeki toplam öğrenci ve öğretmen sayımız, günümüzde birçok ülkenin toplum nüfusunun üzerindedir. Bu ölçekte bir eğitim sisteminde büyük bir dönüşümü gerçekleştirebilmek, devasa yatırımların yanında büyük bir kararlılığı da gerektirmektedir. Türkiye'de eğitim sisteminde yaşanan dönüşümün anahtar kavramları kapsayıcılık, eğitimde eşitlik ve kalitedir. Türkiye'nin eğitim sisteminde gerçekleştirdiği bu kavramlara dayalı somut iyileştirmeler uluslararası kuruluşların değerlendirmelerinde de öne çıkmıştır. Uluslararası izleme çalışmalarının sonuçları, öğrenci sayısı büyük bir artış göstermesine rağmen eğitimde kaliteden taviz verilmediğini, çok boyutlu iyileştirmeler aracılığıyla kalitenin de artırıldığını göstermektedir. Eğitime ayrılan bu bütçe ile 2023 yılında; eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi, mesleki eğitimin güçlendirilmesi ve öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerinin çok boyutlu desteklenmesine yönelik çalışmalar ön planda olacaktır. Her öğrencimize benzer imkânları sunabildiğimiz, tüm öğretmenlerimize farklı gelişim fırsatları sağladığımız ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren bir mesleki eğitim sistemi ile ülkemizin eğitimde çok daha ileri noktalara taşımayı amaçlıyoruz. Tüm bu adımlar sayesinde Türk Eğitim Sistemini dünya ile daha fazla rekabet edebilir bir hale getireceğiz."
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.