Enflasyon, Öğretmen Maaşının %70'ini Buharlaştırdı
Kamu görevlilerinin aylık ve ücret artışları toplu sözleşmelerle belirlenmektedir. Geçtiğimiz yıl imzalanan 6. Dönem Toplu Sözleşme ile 2022 ve 2023 yılında uygulanacak mali ve sosyal haklar belirlenmiştir. Toplu sözleşmenin imzalandığı dönem sonrasında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik koşullar zorlaşmış, yüksek bir enflasyon sürecine girilmiştir. Döviz kuru ve özellikle enerji fiyatlarındaki küresel artışın yol açtığı yüksek enflasyon toplu sözleşme ile belirlenen dönemsel artışları yok etmektedir.
İmzalanan toplu sözleşmede enflasyon artışlarına karşı koruyucu düzenlemeler bulunmakla birlikte ülkemizin ekonomik durumundaki bu denli bozulmayı öngörmek mümkün olmamıştır. Mevcut toplu sözleşmede dönemsel maaş artışlarının o dönem için açıklanan enflasyon oranlarının gerisinde kalması halinde aradaki fark bir sonraki dönemde maaşlara yansıtılmaktadır.
Geçmiş dönemlerde enflasyon oranlarının görece düşük kalmasıyla bu sistem etkin bir şekilde işletilmişti. Ancak günümüzde bir aylık enflasyon oranı çok değil birkaç yıl öncesinde gerçekleşen yıllık enflasyon oranlarını aşmıştır. Toplu sözleşmede belirlenen altı aylık dönemsel artış oranı yılın ilk ayında açıklanan enflasyon oranının gerisinde kalmıştır.
Ocak-Haziran 2022 dönemi maaş artışı yüzde 7,5 iken Ocak ayında TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı yüzde 11'i aşmış, yılın ilk ayında kamu görevlilerinin reel ücretleri yüzde 3,4 gerilemiştir. Şubat ayı enflasyon oranı ile reel kayıp yüzde 8'i aşmıştır. Mart ayı enflasyonunun yüzde 5,46 olarak açıklanmasıyla birlikte üç aylık dönemdeki enflasyon farkı yüzde 14'ü aşmıştır. 10 bin TL maaş alan bir memur Ocak ayında 335 TL, Şubat ayında 832 TL, Mart ayında ise 1.424 TL kayba uğramıştır. Üç aylık kayıp 2.600 TL ye ulaşmıştır. Nisan, Mayıs, Haziran 2022 enflasyon oranı sıfır çıksa bile örneğimizdeki memurun 6 aylık kaybı 6.863 TL olacaktır. Mevcut enflasyonist baskılar devam ettiğinden nisan, mayıs ve haziran enflasyonunun da yüksek çıkması muhtemeldir. Böyle olunca da aylık ve ücretlerdeki reel gerileme artarak devam edecek, kamu görevlilerinin alım gücü her geçen gün zayıflayacaktır. Mevcut sistemde bu artışların telafisi ancak Temmuz ayında gerçekleşecek olup bu telafi de geleceğe yönelik olacak, ilk altı aydaki kaybı karşılamayacaktır.
Başlıkta belirttiğimiz yüzde 70 oranı da Nisan, Mayıs ve Haziran enflasyon sıfır çıksa bile oluşacak kayıp olup, belki de memurun bir aylık maaşının tamamı ya da daha fazlası buharlaşabilecektir.
Geçmişte özellikle 2000'lerin başında yüksek enflasyon dönemlerinde kamu görevlilerinin reel ücretlerini korumak bakımından farklı bir yöntem izlenmiştir. Toplu sözleşmelerin olmadığı 2000, 2001 ve 2002 yıllarında maaş artışları bütçe kanunlarıyla belirlenmekteydi. Örneğin 2001 Mali Yılı Bütçe Kanununun 45. maddesinde, "2000 yılı Aralık ayına göre 1.1.2001 tarihinden sonraki Devlet memuru net aylığındaki en düşük kümülatif artış oranının, 2001 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan aylık 1994=100 Temel Yılı Kentsel Yerler Tüketici Fiyatları Genel İndeksindeki 2000 yılı Aralık ayına göre kümülatif artış oranının altında kalması halinde, söz konusu tüketici fiyatlarındaki artış oranının iki puan üzerinde bir toplam maaş artışını sağlayacak şekilde ve enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 15'inden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan katsayılar ile sözleşme taban ve tavan ücretleri veya bu ücretlere uygulanacak ilave artış oranı yeniden tespit edilir. Uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.
2001 Mali Yılının ikinci yarısında yukarıda belirtilen uygulamayı gerektiğinde aynı şekilde sürdürmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükümleri yer almıştır.
Bütçe kanunlarına konulan hüküm ile enflasyon oranlarındaki kümülatif artışın kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde ocak ve temmuz aylarında yapılan artış oranını aştığı aydan geçerli olmak üzere maaşlara her ay zam yapılmıştır. Yani enflasyon farkı almak için temmuz veya ocak aylarını beklemeye gerek kalmaksızın maaşlardaki reel gerileme önlenmiştir.
Örneğin 2001 yılında enflasyon oranının Ocak ayındaki maaş artış oranını aşmasıyla birlikte Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında bu aylardaki enflasyon oranında maaş artışı gerçekleştirilmiştir. Yine aynı yıl Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında enflasyon farkından kaynaklı maaş zamları yapılmıştır.
Eşel mobil olarak adlandırılan bu sistemle, satın alma gücünü koruyabilmek için aylık ve ücret artışları enflasyon oranı dikkate alınarak kendiliğinden ayarlanmaktadır. Böylece kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde dönemsel artış yanında, dönemsel artışın enflasyon artışlarının gerisinde kaldığı aylarda sistem hemen devreye girmiş ve yeni dönem beklenmeksizin ilgili aylarda maaşlarda otomatik olarak artış yapılmıştır.
Toplu sözleşme sonrası ortaya çıkan öngörülemeyen fiyat artışları karşısında kamu görevlilerinin satın alma gücünü koruyacak girişimlerde bulunulmalı, geçmişte uygulandığı gibi ocak ve temmuz ayları beklenmeden refah payı da eklenerek gerekirse her ay aylık ve ücretlerde artış sağlanmalıdır. Bu durum toplu sözleşmeye imza koyacak konfederasyon ve sendikalarca da dikkate alınmalı, gelecek dönemlerde talep ve müzakereler içinden geçtiğimiz dönemden çıkarılacak dersler dikkate alınarak yürütülmelidir.
Kaynak: Memurlar.net
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.