FUTBOL İLE DÜNYAYA VERİLEN MESAJLAR
Futbolun gücünü fark eden siyasi ideolojilerin ve sermayenin giderek daha fazla müdahil olmasıyla, “Futbol sadece futbol değildir.” gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Yüz binleri stadyumlara, milyonları ekranlara kilitleyen futbol müsabakalardaki bir işaret, bir hareket, bir ritüel, bir söylem insanlığa önemli mesajlar yüklemektedir.
Faslı futbolcular, sevinçlerini yegâne güç ve kuvvet sahibi olan Yüce Allah'a karşı şükür niyetiyle secdeye kapanarak göstermeleri tüm insanlığa şu evrensel mesajı vermektedir. Manevi hastalıkların kaynağı kibir ve gururdur. Kibirliliğin göstergesi olan “burnu havada olmak” ı secde ile “burnunu yere sürterek” kırmış olur. O yüzden secde, kibir ve gurura karşı en güzel, en etkin tedavi yöntemidir.
Secde Allah'ın emirlerine uymak, O'nun kâinattaki düzenine riayet etmek anlamına geldiği şu âyet-i kerimeyle daha iyi anlaşılmaktadır: "Göklerde ve yerde olanların, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların çoğunun Allah'a secde ettiklerini görmüyor musun?" (Hac 18)
İnsana kendini başkalarından daha üstün görmemesi gerektiğini hatırlatarak haddini bildiren secde için Peygamber Efendimiz “Kulun Rabbine ne yakın olduğun an secdeye varmış olduğu andır. Secdede duayı çokça yapın.” Buyurmuştur.
Bu dünya kupasında Fas, Kuzey Afrika’nın sömürgeci ülkelerini kupada saf dışı bırakarak büyük başarılara imza attı. Fas tüm dünyaya zaferin sadece imkân değil, yürek işi olduğunu gösterdi. Bu başarı, sömürülenin sömürenlere karşı, ezilenin ezene karşı zaferi olarak görülüyor. Sportif başarılar aynı zamanla mazlum coğrafyaların uyanışına katkıda bulunan önemli bir kültürel olgudur. Artık Fransa’nın işlerinin Afrika’da istediği gibi gitmemesinin en önemli nedeni mazlumların uyanışıdır.
Washington Post’ta 2016 yılında yayımlanan bir makaleye göre, ABD emperyalizmi çıkarlarını korumak ve hegemonyasını yaygınlaştırmak için 72 kez ülkelerin hükümetlerini değiştirmeye çalıştı. İlk darbe İran’daki İngiliz petrollerini kamulaştıran ve bağımsız dış politika izleyen İran Başbakanı Muhammed Musaddık’a 19 Ağustos 1953 tarihinde yapıldı. Asya’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan mazlum coğrafyada emperyalistler, çıkarlarına hizmet edecek kukla rejimleri kurmak için bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak müdahalelerde bulundu.
Ülkemizde; 1960 darbesiyle başbakan ve bakanların, 1980 darbesiyle elli gencimizin daha gençliklerin baharında hatta Erdal Eren’in reşit olmamasına rağmen dar ağaçlarında hayattan koparılmasının, 15 Temmuz hain darbe girişiminde 248 vatandaşımızın şehit edilmesinin, Ortadoğu’da keskin nişancı kurşunlarıyla Rabiaların akan kanlarının, Arjantin’de ölüm uçuşlarıyla masum insanların hayatlarına son verilmesinin müsebbibi olan eli kanlı cuntacıların arkasında hep ABD parmağı çıkmıştır. Beyaz Saray’ın eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, katıldığı bir canlı yayında; “Başka ülkelerde darbe planlarına yardım ettim.” sözleriyle bu gerçeği itiraf etmiştir.
Katar’da düzenlenen 2022 FİFA Dünya Kupası 18 Aralık 2022 tarihinde oynanacak olan final müsabakası ile sona erecektir. Gelin sizlerle birlikte 1978 yılında Arjantin’de düzenlenen FİFA Dünya Kupasını hatırlayalım.
Takvimler 24 Mart 1976 yılını gösterirken bu sefer eli kanlı cuntacılar ABD’nin desteği ile Arjantin’de sahneye çıktılar. Jorge Rafael Videla, İsabel Peron hükümetine darbe yaparak yönetime el koydu. 7 yıl süren cunta döneminde zorla ortadan kaybetme, işkence ve cinayetlerle 30 binin üzerinde kişinin öldürüldüğü çok ciddi insan ihlalleri yaşandı. O dönemde tutuklanan kişileri ortadan kaldırmak ve cesetlerini yok etmek için uçaklara bindirilerek ve vücutlarında anestezi etkisi yapan ilaç verilmesinin ardından uçaklardan okyanusa atılmaları sebebiyle “ölüm uçuşları” olarak bilinen olay, insanlığa karşı işlenen en önemli suçlardan bir tanesi olarak tarihe geçmiştir. Ellerinde masum insanların kanı olan İşte bu cunta yönetiminin gölgesinde 1978 FİFA Dünya Kupası Arjantin’de yapıldı.
25 Haziran 1978 tarihinde FİFA Dünya Kupası final maçı öncesi, Arjantin milli takım teknik direktörü Cêsar Luis Menotti: "Biz halkız, mağdur edilmiş sınıflardan geliyoruz. Cuntacıların oturduğu pahalı koltuklar için oynamıyoruz. Biz özgürlüğü temsil ediyoruz, oligarşiyi değil." sözlerini soyunma odasında futbolcuları motive etmek için sarf etti.
Çocuklukları Buenos Aires’in fakir mahallelerinin dar sokaklarında geçen Arjantin milli takım futbolcuların hedefi kuşkusuz cuntayla aynı değildi. Onlar Menotti’nin maç öncesinde yaptığı konuşmada olduğu gibi “Cunta için değil; işçiler, memurlar, köylüler, esnaflar, şoförler için kazanacağız” diyorlardı ve bu ruhuyla sahadalardı.
Yaşananlar ülkedeki herkesi derinden etkiliyor, çünkü mağdurlar bir şekilde birilerinin eşi, akrabası, komşusu ya da arkadaşı oluyordu. Futbolcular, teknik ekip ve stat görevlileri de aynı halk gibi cunta yönetiminin baskılarından bunalmışlardı. Bu nedenle bir araya gelerek ülkede yaşanan sıkıntıları dünyaya duyurmak gerektiğine karar verdiler. Dev turnuva ise bunun için dev bir fırsattı! Kameraların göreceği şekilde çimlerin içine bir slogan yazmak ya da reklam tabelalarına bir mesaj yazmak gibi öneriler getirildi. Ancak cuntaya karşı açıkça cephe almak herkesin başını belaya sokardı. O yüzden farklı bir yöntem buldular ve kale direklerinin zeminle birleştiği yere siyah şeritler geçirildi. Bir yandan cuntacıları protesto ederken, bir yandan da kayıplar ve ölenleri bu şekilde andılar.
Yıldırım DEMİRCİ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.