MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİNDE ÖĞRENCİ SAYISI 1 MİLYONU AŞTI

15 Kasım 2022 itibarıyla mesleki eğitim merkezlerinde, kayıtlı 1 milyon 33 bin öğrenci bulunuyor. Öğrencilerin %30'unu kadınlar oluşturuyor. 
 
Birçok dalda mesleki eğitim fırsatı
Mesleki eğitim merkezlerinde en çok öğrencisi olan alan, yaklaşık 130 bin kişiyle güzellik ve saç bakım hizmetleri. 100 binin üzerinde öğrencisi olan diğer alanlar ise sırasıyla motorlu araçlar teknolojisi, yiyecek ve içecek hizmetleri ve moda tasarım teknolojileri oldu. 
 
Yaş sınırı olmaksızın meslek sahibi olmak isteyen en az ortaokul mezunu herkesin başvurabildiği, 33 alan ve 182 dalda nitelikli eğitim imkânı sunan mesleki eğitim merkezlerinde 3 yıl çıraklık, 1 yıl kalfalık eğitimleri veriliyor. Çıraklar 1.658, kalfalar 2 bin 763 lira ücret alıyor.
 
Millî Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitim merkezlerinin 1 milyon öğrenci hedefine ulaştığını tüm kamuoyuna duyurmak için "mesleki eğitimin güçlü sesi" temasıyla bir film yayımladı. Filmde "Ülkemizin kalkınması ve üretmesi için mesleki eğitimi her alanda güçlendirmeye devam edeceğiz." denildi.
 
"Yıl bitiminde 1 milyon hedefinin çok daha ötesine geçeceğiz"
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 25 Aralık 2021'de 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda önemli bir değişiklik yapıldığını ifade ederek şu açıklamayı yaptı: "Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde yaptığımız kanuni düzenlemenin hayata geçmesiyle kendilerinin ilk etapta işaret ettiği 1 milyon kayıtlı öğrenci hedefine ulaşmanın mutluluğu içindeyiz. Bu değişiklikle hem işveren hem de öğrenciler için çok cazip bir mekanizma ürettik. Yasal düzenleme öncesinde Türkiye'deki çırak ve kalfa sayısı 159 bindi. Şu anda mesleki eğitim merkezlerinde kayıtlı 1 milyon 33 bin öğrencimiz bulunuyor. Türkiye'nin her noktasında artık özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için çırak, kalfa, usta bulma ile ilgili hiçbir sorun kalmadı. Yıl bitiminde bu hedefin çok daha ötesine geçeceğiz."
 
Mesleki eğitim merkezlerinin güçlenmesinin aynı zamanda genç işsizlik oranlarının düşürülmesine de çok önemli katkılar sağlayacağını belirten Özer, "Özellikle OECD ülkelerinin performans ölçümlerinde aktif olarak kullanılan 'ne eğitimde ne istihdamda' olan gençlerin oranıyla eğitim ve iş gücü piyasasının geçişkenlik performansını ölçen parametrelerde de çok önemli iyileştirmelerin bu vesileyle sağlanacağını gözlemliyoruz." dedi.