Bakan Özer, 5. Uluslararası Eğitim Forumu'nda konuştu
Türk Eğitim Derneğinin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM'in düzenlediği 5. Uluslararası Eğitim Forumu, "Dijital Obezite" temasıyla TED Ankara Koleji İncek Yerleşkesi'ndeki Ata Sahne'de gerçekleştirildi.
Foruma, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, bazı milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Forumun açılış konuşmasını yapan Bakan Özer, teknolojik ilerlemeler geliştikçe her zamankinden daha fazla okullara, eğitim kurumlarına ihtiyaç olduğunu gördüklerini belirtti.
Dünyadaki gelişmelere, küreselleşmeye bakıldığında ülkelerin kendi içerisindeki eşitsizliklerin giderek artmaya, derinleşmeye başladığını söyleyen Özer, şunları ifade etti:
"Eğitim kurumları, okullar, toplumlardaki bu derinleşen eşitsizliklerin bir şekilde kompanse edildiği, telafi edildiği aslında en eşitsizliksiz bir toplumda bile en eşitlikçi bir kurum olarak varlığını sürdürmeye devam eden mekanlar olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de ihtiyacını hissettiriyor."
Özer, "Dijital obezite" konusuyla düzenlenen forumun, dijital enstrümanların okul yerine ikame edilip edilemeyeceğinin tartışılması bağlamında çok büyük fırsatlar sunduğunu vurguladı.
Kovid-19 salgınıyla birlikte ortaya çıkan gelişmelere değinen Özer, bu süreçten en fazla eğitim sektörünün etkilendiğini ve uzun zamandan beri toplumun ilk defa okulların önemini bu sayede tecrübe ettiğini söyledi.
- "7,5 aydan beri eğitimi bir gün bile kesintiye uğratmamanın mutluluğunu duyuyorum"
Göreve geldiği günden bu yana okulları açık tutmak için söylediği sözleri hatırlatan Özer, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gerekli önlemleri alarak 7,5 aydan beri eğitimi bir gün bile kesintiye uğratmadan bugünlere gelebilmenin büyük mutluluğunu duyuyorum. Milli Eğitim Bakanı olarak bugün görevden ayrılsam ve 'Bu ülkeye ne yaptım?' diye geriye baksam, söyleyeceğim şey, 'Okulları açık tuttum, toplumdaki eşitsizliklerin derinleşmesine imkan tanımadım, öğrencilerimizin, geleceğimizi inşa edecek gençlerimizin uzun vadede büyük maliyetler ödeyeceği bir sürecin gerçekleşmesine izin vermedim.' derim."
Bu sürecin en büyük kahramanlarının eğitim sisteminin en değerli varlıkları olan öğretmenler olduğunu vurgulayan Özer, öğretmenlerin maskeyle ders anlattığını ve aşılanma oranlarıyla da okulların açık kalmasıyla ilgili ne kadar istekli olduklarını gösterdiklerini ifade etti.
- "Yaygın kullanılan deyimiyle artık çocuklarımız dijital yerliler"
Sürecin, dijital bağımlılık ve sağlıklı nesiller yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini belirten Özer, şunları kaydetti:
"Kovid-19 salgını sürecindeki 1,5 yıllık süreç, öğrencilerimizin dijital platformlarla temas düzeyini artırmasının uzun vadede etkileri oldu. Tüm gençler, çocuklarımız artık dijital platformlardan sürekli kesintisiz bir şekilde veriye maruz kalmakta. Yaygın kullanılan deyimiyle artık çocuklarımız dijital yerliler. Biz dijital göçmenler olarak, yerlilerin davranışlarının nasıl değiştiğini gözlemleme imkanımız var ama onlar kendi üzerlerindeki değişimin, dönüşümün nasıl olduğunu gözlemleyebilme imkanına çok da fazla sahip değiller.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak çocuklarımızın sadece akademik becerilerini güçlendirmek, onları dünyadaki akranlarıyla rekabet edebilir gençler olarak yetiştirmek değil görevimiz, aynı zamanda onları güçlü insanlar olarak yetiştirmek de en büyük görevimiz. Bu görevi yerine getirirken en fazla üzerinde durmamız gereken konulardan biri de özellikle dijital bağımlılıkla ilgili dayanıklılıklarını, farkındalıklarını artırmak. Bunun için hem öğrencilerimize yönelik hem de öğretmenlerimize yönelik bakanlığımız sürekli çalışmalar yapıyor."
- "Bağımlılığın, teknolojinin yan ürünü olduğuna inanmıyorum"
Özer, teknolojinin artık insan hayatını yönetmek istediğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bağımlılığın, teknolojinin yan ürünü olduğuna inanmıyorum tam tersine yeni teknolojik trendin tam da istediği şey olduğuna inanıyorum. İnsanların sürekli kendisine bağlanması, bilgi akışıyla düşünme melekelerini kontrol etmesi, yönlendirmesi ve nasıl kapitalizmde tüketicilik varsa şimdi de dijital tüketici olarak, pasif tüketiciler olarak varlığını sürdürmesi. Onun için bizler her zamankinden çok daha fazla bu farkındalığa sahip olarak çocuklarımızı, gençlerimizi, yetişkinlerimizi dijital bağımlılığa, dijital obeziteye karşı çok daha dirençli hale getirmek zorundayız."
Aksi takdirde sohbet etme, hemhal olma davranışlarının ortadan kalkacağına dikkati çeken Özer, bu nedenle sorundan ürkmeden, bağımlılığı da kastının ötesinde anlama taşımadan sorunu çözmek gerektiğini söyledi.
TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu kendisini foruma davet ettiğinde, konuyla ilgili literatürü tekrar gözden geçirdiğini anlatan Özer, "Bizim Türkçe metinlerimizde dijital obeziteyle ilgili gerçekten çok ciddi bir yetersizlik var. Daha fazla metinler, çalışmalar üretmemiz lazım. Baktığım zaman aynı şeylerin, dar retoriğin tekrarlandığını gördüm. Çok daha boylamsal çalışmalar, saha taramaları yapmamız lazım." dedi.
Sorunun sadece eğitim boyutuyla değil felsefe, psikoloji ve farklı boyutlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Özer, "Dijital obeziteyle ilgili farkındalığı, belli dönemlerde, 'dijital obezite haftası' gibi bir günde değerlendirme değil, sürekli gündemimizde tutmamız gerekiyor." dedi.
Bakan Özer, dijital obezite konusunda mesafe alındığı zaman toplumun etkileşebilen ve sorunlarını konuşabilen bir toplum haline geleceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu süreçte elimizden gelen ne varsa bundan önce yaptığımız gibi bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımız, bakanlığımızın özellikle Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürümüz ve tüm uzmanlarımız buradalar, eğitim forumunda dile getirilen konuları dinleyecekler. Alınan geri beslemelerle biz de Dijital Obezite ile Mücadele Eylem Planlarını güncelleyerek çok daha iyi noktalara getireceğiz."
- "Hayatımda aldığım en güzel hediye"
Konuşmasının ardından TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, Bakan Özer adına bir öğrencinin bir yıl boyunca eğitim masraflarının karşılanacağına dair sertifikayı kendisine takdim etti.
Özer, sertifikayı kabul ederek, "Bu gerçekten hayatımda aldığım en güzel hediye." dedi.
Forumun açılışında TED Ankara Koleji Çok Sesli Korosu, aralarında Pink Floyd'un "Another Brick In The Wall" şarkısının da olduğu birkaç şarkı seslendirdi.
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.