Cumhurbaşkanlık seçiminden sonra kurulan kabine sonrası göreve başlayan Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Yusuf TEKİN göreve başladığından itibaren alandaki sorunları tespit edip hızlı bir şekilde çözüm üretmeye başladı. Çözüm noktasında yaptıklarını bir önceki yazımda uzun uzun yazmıştım. Özellikle Sayın TEKİN'İN öğretmenler odası buluşmalarında gelen talepler ve istekler nezdinde yapacakları hakkında bilgi vermesi biz eğitimcileri gelecek adına umutla bakmamıza neden olmuştu. Nitekim Sayın TEKİN son katıldığı toplantıda Eğitim Yöneticilerimizin hakkında söyledikleri yine dikkatle takip edildi.
Bakan TEKİN Eğitim Yöneticilerimize yönelik mevcut Yönetici Atama Yönetmeliğinin değişeceğini belirtti. Ayrıca konuşmasında müdür ve müdür yardımcılarının başka bir ile idareci olarak tayin isteyebileceklerini, yer değişikliği için basamak olarak kullanılmasını engelleyeceklerini ve idarecinin görevinden istifa edip kendi okulunda öğretmen olarak kalmasını doğru bulmadığını belirtti. Bakanın bu söylemlerinden sonra yöneticilerimiz için nasıl değişiklikler olacağı merakla beklenmeye başlandı.
Milli Eğitim Bakanlığında en çok değiştirilen yönetmelikler arasında ilk sırada yer alan Yönetici Atama Yönetmeliği her dönemde tartışılmıştır. Çünkü hiçbir zaman beklentilere karşılık verecek bir düzenleme yapılamadı. Yapılan yönetmelik değişiklikleri alanda karşılık bulmayıp eğitim yöneticilerimizi hüsrana uğrattığı da bir gerçek. Ancak Milli Eğitim Bakanlığında yıllarca Müsteşarlık yapmış, geldiği günden itibaren alanda olan ve sorunları tespit noktasında hızlı bir şekilde çözüm arayan Sayın Bakanımız geleceğe umutla bakmamıza neden olmuştur.
Eğitim yöneticilerimiz Sayın TEKİN'İN açıklamalarından sonra büyük bir umutla yayınlanacak yönetmeliği beklemeye başladılar. Eğitim yöneticilerimiz özellikle eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı içinde ikincil bir görev olan, özel bir vasfı olmayan ve angarya olarak görülen eğitim yöneticiliğinin hem niteliğini hem de yönetim yeterliliğini arttıran, mevcut sorunlara uzun vadeli çözümler getiren, ikinci görev olmaktan çıkaran, hak edenin ve liyakat sahibinin görev almasını sağlayan, yeterli seviyede olamayan ve kendini geliştirmeyen yöneticilerin görevine son verilmesini sağlayan, eğitim yöneticiliğinin belirlenmesinde somut ve kabul gören kriterlerin olması gibi maddeleri içeren bir yönetmelik hazırlanmasını bekliyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı eğitim yöneticiliği konusunda seçme, atama ve yetiştirme noktasında kalıcı bir sistem geliştiremedi. Siyasal ve sosyal değişimlere göre yeniden yapılanma içerisinde zaman zaman değişikliğe uğrayan sistem hiçbir zaman beklentilere karşılık veremedi ve kalıcı olmadı. Milli Eğitim Bakanlığı binlerce eğitim yöneticisini ilgilendiren bir düzenlemede alanın sesine kulak vermeden ve eğitim paydaşları ile koordine olmadan atacağı her adımda yine hüsrana uğrayabilir. Bunun yerine Milli Eğitim Bakanlığı eğitim paydaşları ile yapacağı iş birliği memnuniyet oranını arttıracaktır. Özellikle Türkiye'nin en büyük eğitim sendikası olan Eğitim Bir-Sen'in bu konuda hazırladığı çok kapsamlı raporları mevcut ve bu raporların dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim.
Kısa bir zaman sonra yayınlanması düşünülen yönetmelikte bazı değişiklikler yapılması elzemdir.
Bunlar başlıca:
1- Eğitim yöneticilerimiz GÖREVLENDİRME değil KADROLU olarak atanmalıdır.
2- Eğitim yöneticilerimize ücret noktasında iyileştirme yapılmalıdır.
3- Eğitim yöneticiliği ikincil görev kapsamından çıkarılmalıdır.
4- Diğer illere tayin istemeleri halinde öğretmen olarak değil eğitim yöneticisi olarak atanmalıdır.
5- Yönetici Değerlendirme Formundaki kriterler değiştirilmelidir.
6- Yapılacak düzenleme Öğretmenlik Meslek Kanunu çerçevesinde yapılmalıdır.'' dedi.
Mehmet Yeni
Elazığ Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkan Vekili