Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin özlük,mesleki ve ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, ‘’eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran’’, öğretmenler arasındaki eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) yoğun tepkilere rağmen, MEB tarafından geri çekilmediği gibi MEB bu yanlışta ısrar etmiştir.
Aslında bu durum bize ‘’Öğretmenlerin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde olmadığını net göstermektedir.İktidar Eğitimde yaşanan sorunların çözümü konusunda Öğretmenler dışında herkes ile muhatap olmuş ve sürekli yaptığı bakan değişiklikleriyle sorunları çözmeye çalışmıştır.Oysa ortada çok net olarak yapısal sorun vardır.Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır.
Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. TÖB SEN olarak daha önce de belirttiğimiz gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması acilen hayata geçirilmelidir.
Değerli Eğitim Emekçileri TÖB SEN olarak; Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı sessiz ve tepkisiz kalmamız beklenemez. Bu amaçla da 14 Ekim tarihinde Ankara Öğretmenevinde 13 sendikanın katılım gösterdiği toplantıya katıldık. 14 Ekim’de yapılan toplantıda ÖMK’nın geri çekilmemiş ve eğitimin bazı kronikleşen sorunlarına hâlâ çözüm getirilmemiş olmasına karşı sessiz kalınamayacağı konusunda 13 sendika olarak ortak kararlar alınmıştır.
14 Ekim 2022 tarihinde saat:14’te Ankara/Başkent Öğretmenevinde yapılan ve 13 Eğitim sendikasının yaptığı toplantı sonucunda;
1-26-27-28 Ekim tarihlerinde kokart takılarak derslere girilmesi,
2-26 Ekim ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri metninin okunması,
3-Bu eylemler sonrasında bir düzenleme yapılmaması halinde; 2 Kasım 2022 tarihinde tüm eğitim çalışanlarının katılımı ile bir günlük iş bırakma eylemi yapılmasına karar verilmişti. Maalesef MEB’in hiçbir düzenlemeye gitmemesinden dolayı almış olduğumuz kararı uygulayarak bugün iş yerlerimize gitmedik.
Burdan velilerimize ve halkımıza sesleniyoruz. Haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, hiçbir geçerlilliği olmayacak şekilde zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu olarak ayrıştırılmış olan bizi yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin birçok hakkını gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir.
YANDAŞ SENDİKALARIN HAZIRLADIĞI ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLSİN
Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz.
Taleplerimiz çok açıktır:
- Atılması gereken en acil adım, 19 Kasım’da yapılacak olan kariyer sınavının iptal edilmesidir. Sonrasında ise Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim çalışanlarının görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
- Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
- Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro, her koltuk hak edilerek alınmalıdır.
- Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. Ekonomik koşullar altında ezilen ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir öğretmenin mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir.
Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması acilen hayata geçirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı’na çağrımız;19 Kasım’da yapılacak olan kariyer basamakları sınavının yapılmaması ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bütün sonuçlarıyla birlikte derhal iptal edilmesidir. Eğitim sendikalarının ortak sesi duyulmalı, yapılan yanlıştan çok geç olmadan geri dönülmelidir.
TÜM ÖĞRETMENLER BİRLİĞİ SENDİKASI ADINA
MERKEZ YÜRÜTME KURULU BAŞKANI DENİZ EZER