1 yılda 64 bin üye kaydı yaparak, bugün itibariyle 251 bin 809 üye sayısına ulaştık.
Toplantıda Türk Eğitim-Sen’in Turgutlu’da yetkili sendika olduğunu belirten Geylan, “Turgutlu’da büyük bir başarı elde ederek Türk Eğitim Sen’i yetkili sendika yapan İlçe Başkanı İsmail Alsaç ve ekibini yürekten kutluyorum. Sizlerle gurur duyuyorum.” dedi. Bu eğitim-öğretim yılında Türk Eğitim-Sen’in üye sayısını en çok artıran sendika olduğuna dikkat çeken Geylan, yaklaşık 64 bin yeni üye kaydı yaptıklarını, istifa edenleri, kamudan ayrılanları ve emekli olanları düştüğümüzde 38 bin net üye artışı sağladıklarını kaydetti. Türk Eğitim-Sen’in bugün itibariyle 251 bin 809 üye sayısına ulaştığını bildiren Geylan, bu başarıyı çok önemsediklerini yineledi. Türk Eğitim-Sen teşkilatının hiç kimseye gayri ahlaki teklifte bulunmadan, makam mevki dağıtmadan, insanların şahsiyetlerini un ufak etmeden, sadece sendikacılık yaparak bu başarıya ulaştığını ifade eden Geylan, 7. Toplu Sözleşme döneminde Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in pazarlık masasına yetkili sendika olarak oturacağına inandığını belirtti.
Umuyorum ki Danıştay, öğretmenlerin talepleri doğrultusunda doğru kararı verir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin beklentilerini karşılamadığını ifade eden Geylan, “Üç yıldır gündemde olan meslek kanununu tüm meslektaşlarımız heyecanla bekliyordu ama ne yazık ki dağ fare doğurdu. Adına meslek kanunu denilen düzenleme, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuatı, yasal zeminde tek bir çatı altında toplayamadı” dedi.
Yasanın ihtiva ettiği dört hususu madde madde açıklayan Geylan, Türk Eğitim-Sen’in yasayı neden yargıya taşıdıklarını da anlattı. Yasanın ihtiva ettiği dört husustan birinin kariyer basamakları olduğunu kaydeden Geylan, kariyer basamaklarının eğitim programı ve sınav şartına bağlı olarak çıkarılmasını eleştirdi. Öğretmenlerin kariyer planlamasının sınavla olmayacağını, sınavın sadece bilgiyi ölçtüğünü, oysa öğretmenliğin sadece bilme değil, bildiğini aktarma mesleği olduğunu vurgulayan Geylan, “Burada dikkate alınması gereken tek kriter deneyim olmalıdır” dedi. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun uygulanmasına yönelik “Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği”ni yargıya taşıdıklarını hatırlatan Geylan, “Yargıya taşıdığımız hususlar içerisinde, kariyer basamaklarının eğitim programı ve sınav şartına bağlı olması başta olmak üzere birçok konu yer alıyor. Umuyorum ki Danıştay, öğretmenlerin talepleri doğrultusunda doğru kararı verir” diye konuştu.
Sözleşmeli öğretmenler ile kadrolu öğretmenler arasındaki ayrımın kaldırılmasının tek yolu sözleşmelilerin kadroya alınmasıdır.
Sözleşmeli öğretmenler ile ilgili düzenlemeye değinen Geylan, sözleşmeli öğretmenlere can güvenliği ve sağlık durumundan mazeret tayini hakkının getirilmesinin zaten uygulamada olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Öğretmenler Gününden bir gün önce yaptığı konuşmada, ‘Öğretmenlik Meslek Kanununu çıkarıyoruz. Bu kanunla birlikte kadrolu öğretmenler ile sözleşmeli öğretmenler arasındaki ayrımı kaldırıyoruz’ sözlerini hatırlatan Geylan, “Yasada bu ifadeye uygun bir düzenleme yapılmadığı ve Cumhurbaşkanının sözünün havada bırakıldığı görülmektedir. Oysa sözleşmeli öğretmenler ile kadrolu öğretmenler arasındaki ayrımın kaldırılmasının tek yolu sözleşmelilerin kadroya alınmasıdır” dedi.
Türk Eğitim-Sen’in 2019 yılında TBMM’ye sunduğu ek gösterge teklifi hayata geçirilmelidir.
Yasada yer alan 3600 ek gösterge düzenlemesi ile ilgili açıklama yapan Geylan, “Geçici maddeyle yürürlük tarihi 15 Ocak 2023’e ertelendi. Yani öğretmenlerin ek gösterge düzenlemesi aslında Öğretmenlik Meslek Kanunu ile değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yürüttüğü ve önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelecek olan ek gösterge düzenlemesi ile hayata geçecektir” dedi. Ek gösterge ile ilgili Türk Eğitim-Sen’in 2019 yılında TBMM’ye taşıdığı düzenlemeye dikkat çeken Geylan, “Bu konu ilk olarak 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanının 4 meslek grubunun ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağı sözüyle siyasetin gündemine girdi. Türk Eğitim-Sen olarak bunu olumlu bulmakla birlikte iki açıdan eksik görüyoruz. Şöyle ki; şayet sadece 4 meslek gurubun ek göstergelerini düzenler, diğerlerini kapsam dışı bırakırsanız, bu, hem çalışma barışını hem de kamudaki hiyerarşik silsileyi bozar. Bu nedenle ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfının ek göstergeden yararlanmasını ve tüm çalışanların ek göstergelerinin yükseltilmesini içeren bir kanun teklifi hazırlayarak 2019 yılının sonunda TBMM’ye taşıdık. Bu kanun teklifi ile ilgili raporumuzu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunduk. Beklentimiz kaş yaparken göz çıkarılmaması, tüm kamu çalışanlarının beklentisini karşılayan bir ek gösterge düzenlemesinin hayata geçirilmesidir” diye konuştu.
Kanunun içeriğinin doldurulması, zenginleştirilmesi gerekiyor.
Aday öğretmenlik sınavının kaldırılmasının yasadaki tek olumlu düzenleme olduğunu belirten Geylan, gelinen noktada kanunun içeriği itibariyle adına yakışır bir kanun olmadığını söyledi. Kanunun içinin doldurulması, zenginleştirilmesi için gayret ortaya konulması gerektiğini ve Türk Eğitim-Sen’in de bu doğrultuda çalışma yapacağını ifade eden Geylan, “Kanunda atama usulleri, tayinler, izinler ödüller, yönetici atamaları kısacası öğretmenlerin muhatap olduğu tüm süreçler yer almalıdır” dedi