İlksan ilçe ve il seçimlerinde umduğunu bulamayan Talat YAVUZ, üçüncü bir hezimet yaşamamak için İlksan Yönetim Kurulu üyeliğine aday olmayı göze alamadı. Diyeceksiniz ki aday olmak istemedi. Öyleyse insana sormazlar mı, sırf delege adayı olmak için mi aday oldu? Değişen ne oldu da ilksan sevdasından vazgeçti? Ali YALÇIN’ın önümüzdeki dönem aday olmayacağı ve yerine Talat YAVUZ’un aday olacağı kulislerde konuşulmaktadır. Acaba İlksan’da umduğunu bulamayan Talat YAVUZ, Eğitim Bir Sen ve Memur Sen genel başkanlığına mı göz kırpıyor?
15.06.2021 tarihli “Tutturmuşlar Bir İlksan, Nedir Bu İlksan?” başlıklı yazımızda, Eğitim Bir Sen 4 No’lu Şube Başkanı ve Memur Sen İstanbul İl Başkanı Sayın Talat YAVUZ’un bu iki unvanına üstelik bir de Kartal ilçe delege adayı olmasının,sendikayı kendi menfaatlerinin aracı haline dönüştürmesi şeklinde algılanacağı ve bu durumun sendikacının itibarını zedeleyeceği için adaylığının doğru olmadığını kendilerine söyledik.
Kendisi uyarılarımızı dikkate almak yerine; “Teşkilatın talimatı bu şekilde. Ben teşkilatçılığa karşı mı geleyim? Sen başka teşkilatta olsaydın senin ağzını burnunu kırarlardı.” şeklinde tehdit etmeyi tercih etti.
Kurucu iradenin “Benim inancımın tam zıddı da olsa insanlar ayrı muamelelere tabi tutulmaması” özgürlüğünden; “Bize muhalefet yapanı, bizim karşımızda duranı, benim parmağımın ucuna bakmayanı zamanı geldiğinde değirmen taşı gibi öğütme” despotluğuna evirilen bir sendikal anlayışta istişare kültürü ortadan kalktı. Teşkilat içerisinde düşüncelerimizi belirtmemize fırsat tanınmadığı için sosyal medyadan düşüncelerimizi belirtiyor olmamız keyfilikten değil zorunluluktan ortaya çıkmıştır.
Sendika yöneticileri, sendikanın örgütsel gücünü kendi menfaat, çıkar ve ikballerinin aracı haline dönüştürmeleri hatta üyelerine baskı aracı olarak kullanmalarının cevabını üyenin sandıkta verdiğini 28.09.2021 tarihli yazımızda açıklamıştık. Sonuç ne oldu? Talat YAVUZ, Kartal ilçe temsilcilik seçimlerinde bir okul müdürü arkadaşımızdan daha az ve İstanbul il seçimde de bir memur arkadaşımızdan daha az rey aldı.
Eğitim Bir Sen’in üye sayısı diğer sendikaların üye sayılarından fazla olmasına rağmen Temsilciler Kurulu Toplantısında yapılan seçimlerde bu oran sandığa yansımadı. Bunun bir anlamı olsa gerek o da şudur. Artık sendikadaki bir avuç azınlığın, sendikanın örgütsel gücünü kendi çıkar ve menfaatleri için kullanmalarına rızaları yoktur.
“Bu çağda böyle bir seçim düzeni, sadece insanların kendi kendini “amiral, general, devlet başkanı” vs. ilan edebildiği üçüncü dünya ülkelerinde olabilirdi.” diyen Sayın Talat YAVUZ, sendikadaki seçimlerin nasıl yapıldığını unutmuş herhalde. Okul müdürleri aranarak talimatla delege adayı yapıldı. Kendi iradeleriyle aday olmak isteyenler sindirildi. Sizin seçimlerinizin üçüncü dünya ülkelerinin seçimlerinden ne farkı vardı. Diyeceksiniz ki sandık kuruldu. İsteyen aday oldu. İsteyen oy kullandı. Esad’da, Saddam’da sandık kuruyordu. Demek ki her sandık kuran seçimleri demokratik, özgür ve şeffaf yapıyor anlamı çıkmıyormuş. Asıl iş, sandığın arkasında alevere dalavere çeviriliyor mu? Çevrilmiyor mu?
Bizler gerçekleri söyledikçe ve yazdıkça çıkarlarına uymayan sendika yöneticileri; “Onu boş verin. Ona müdürlük verilmediği için ötüp duruyor.” Zaman her şeyin ilacı derler ya işte öyle oldu. Çünkü bizler makam karşılığında satılık insanlar değiliz. Sözlediklerimizin ve yazdıklarımızın boş olmadığı, ne dediysek hepsinin bir bir gerçek olduğunu gören yüzbinlerce üye; “Durun bir dakika. Bu adama kulak vermek lazım. Sözüne itibar etmek lazım. Ne dediyse hepsi çıkıyor. Bu adam çıkarına göre değil sendikanın ilkelerine göre konuşuyor ve yazıyor.” Hakikat anlaşılınca, Türkiye’nin her tarafındaki üyede sendikal bir bilinçlenme oluştur. Sessiz düşünen üye, sesli düşünmeye başladı. Bizler makul maaşımızla geçinirken sizlere ne oluyor da astronomik maaşlar alıyorsunuz? Üç dönem neyinize yetmiyor da ömür boyu konforu ve şatafatlı saltanatlık kurdunuz? Hani nerede kaldı davanız? Yoksa davanız makam para ve gayrimenkul mü oldu? Takke düştü, kel göründü. Şimdilerde bizlere itibar suikastı yapanlarda panik havası başladı. Derdimiz sendikamızın Akif İNAN çizgisine dönmesidir. Sendikayı rant ve zenginleşme aracı olmaktan çıkarmaktır. Asıl bundan sonra dava deyip de zenginleşme peşinde koşanlar düşünsün.
Genel Başkan Ali YALÇIN ve Genel Başkan Yardımcısı Ali DENİZ, 10.09.2023 tarihinde yaptıkları açıklamalarda İlksan Genel Kurulunda Eğitim Bir Sen’li delegelerin verdikleri önerge ile İlksan Yönetim Kurulu üyelerinin uçuk maaşlarının düşürüldüğünü belirtiyorlar.
Sayın Ali Başkanlarım sizlerin bu açıklamalarınızdan altı gün önce 04.09.2023 tarihli yazımızın son paragrafında tam da bu konuya parmak bastık. Sayın Başkanlarımın bu açıklamalarından sonra çağrımızın karşılık bulacağına dair umutlarımız yeşerdi. Çağrımızda ne demiştik bir hatırlayalım: “Sendika kurullarında en fazla iki dönem görev yapabilme süre sınırlamasını getirmek ve sendikacı maaşlarını öğretmen maaşına eşitlemek için olağanüstü kongrenin toplanabilmesi için imza kampanyası başlatın.”
Ali Başkanlarım şimdi top sizde. Samimiyetinizi göstermek için ilk imzalar sizden. Haydi hayırlısı. Neden olmasın? Yeni bir başlangıç, yeni bir umuttur. Böylelikle bu konuda ne derece samimi olduğunuzu da üye de görmüş olur.
Yıldırım DEMİRCİ