KAPLAN; “Öncelikle proje çalışmalarında görev alan ve bu süreci tüm paydaşlarla özveri kapsamında yürüten arkadaşları tebrik ederim. Bir okulun vizyonu geleceğe bakışıdır. Bu yüzden çağı teknolojik ve bilimsel açıdan yakından takip etmek, yeniliklere katkıda bulunmak önemlidir. Projeler de bu konuda öğretmen ve öğrenciler için teşvik edici konumdadır. Tabi ki bu çalışmayı yapan öğrenci ve öğretmenlerimizin gönüllü olması en önemli unsurdur.
Son günlerde özellikle sendikamızın gündeme taşıdığı Teknofest Projeleri'ne katılım noktasında İl-İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerimizin baskılarına yakından şahit olduk. Proje konusu bir kez daha gündeme gelmişken bu konuda özveriyle çalışan öğretmenlerimizin mağduriyetlerini dile geitrmek istedik.
Ülkemizde Teknofest, e-Twinning, Tubitak, Erasmus vb Ulusal ve Uluslarası projeler yapılmaktadır. Gönüllü olan, proje konusunda yeteneği, ilgisi olan öğretmenlerimiz öğrencileriyle birlikte başvuru yaparlar. Sonra da çalışmaya başlarlar. Proje yapan öğretmenlerin mesai kavramı yoktur. 7/24 projelerini geliştirme derdi içerisindedirler. Bir taraftan kendilerini geliştirirken, öğrencilerinin gelişimlerini gözlemlemek ve onların kendilerini ifade edebilme yeteneklerinin gelişmesi fiziki ve bilişşel becerilerinin gelişmesini gözlemler, yönlendirmeler yapar. Kimi zaman proje giderleri için malzeme bulamaz, okulun bütçesi yetmez. Sponsorlar bulurlar, proje prototiplerini oluştururlar. Ceplerinden de harcamaktan geri durmazlar. Bazende çaldıkları kapılardan elleri boş döner ve yapmak istedikleri proje rafa kaldırılır.
Öğretmenlerimiz bu çalışmaları için ekstra bir ücret almadıkları gibi ek hizmet puanı da almazlar. Tabi projenin yapıldığu okul müdürü hatta müdür yardımcısı, İl-İlçe Milli Eğitim Müdürleri bile ek puan veya artı alırken asıl işi yapan yaptığıyla kalır. Elbette öğretmenin bir beklentisi yoktur adı üstünde gönüllü başvurmuştur. Ancak şöyle düşünün bin bir uğraşla çalışıyorsunuz, maddi-manevi emek harcıyorsunuz ama gidip idareciler bu işin adeta kaymağını yiyor. Bu uygulama da şuna davetiye çıkarmıştır. İdarecilikte istikbal hazırlayan müdürlerimiz bu öğretmenlere teşvik adı altında yaptırım uygulamanın da ötesine geçmiş, proje yapan öğretmenlere sanki kendi menfaatleri için tabiri caizse asistanı gibi tersler, yönlendirir hale gelmiştir. Bu süre içerisinde görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışırken protokolden birinin kendisi hiç öğretmenlik yapmamış gibi azarlayarak ağlamasına rencide edilmesine vesile olur.
“Proje yapın” demekle olmuyor. Açık konuşalım artıları olmasa okul idarecilerimiz öğretmenlere “yapın” bile der mi? Bu projeye başvurup emek veren öğretmenlerimizin de bu konuda ek puan, ek ders alabilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Hizmet puanları" başlıklı 40. maddesine -19/06/2020 günlü Yönetmelik ile- eklenen 9. fıkra ile başararı belgesi, makale yazımı,proje yapımı gibi kriterler ile ek hizmet puanları verilirken Danıştay bunu iptal etmiştir. Bu kriterlerden idareciler, yönetici atamalarında faydalanabiliyor, ancak öğretmen faydalanamıyor.
Bakın ilkokullarda İyep, Ortaokul-Liselerde DYK açan öğretmenler katlanmış ek dersin yanında ek hizmet puanı da alıyor. Proje yapanlar bunları alamıyor. Bakın Uluslararası projelerde saat farkından ötürü gece saatlerinde bilgisayar başında oturan, kaynak bulmakta zorluk yaşayıp cebinden harcama yapan, saat farketmeksizin mesaisi olan öğretmenler neyi eksik yapıyor da ek puan alamıyor.
Eğitim Gücü Sendikası olarak bu konuda çalışmalarımız olacaktır. Projenin içerğine bağlı olarak küçük hizmet puanları öğretmenlerimiz için hem teşvik hem motivasyon olacaktır. Olması gereken de budur zaten, emsal teşkil eden durumlar varken proje yapan öğretmenlerimizin mağduriyeti giderilmelidir.”dedi.