Değerli Kamu Emekçileri Değerli Halkımız!Bugün Türkiye’de öğretmenlerin,kamu çalışanlarının,işçilerin,emeklilerin kısaca emeğiyle geçinenlerin ekonomik anlamda taleplerinin karşılandığını söylemek mümkün değildir.Öyle ki halkımızın yüzde 65’i asgari geçim veya asgari geçimin altında yaşamaktadır.Yani halkımzın geneli açlıkla karşı karşıya kalmış durumdadır.
Kamu çalışanlarının ücret ve aylıklarının enflasyon farkları da dâhil yüzde 85,6, oranında arttığı son bir yılda gıda fiyatlarındaki artış ise yüzde 176’ya ulaştı.Gıdada yılın ilk sekiz aylık dönemindeki toplam artış ise 91,7’ye çıktı. Dar ve sabit gelirlilerin gıdaya erişimi her geçen ay daha da zorlaşıyor, açlık riski büyüyor.Kamuda çalışanların ve kamu emeklilerinin ücret ve aylıklarının enflasyon farkları da dahil yüzde 85,6 oranında arttığı son bir yıllık dönemde de gıda fiyatlarındaki artış ise bunun bir kat fazlasıyla yüzde 176 oldu.Bütün bu veriler varken,kamu çalışanları ve emekliler yoksulluk sınırının altında yaşıyorken; siyasi iktidar ve yandaş sendika törenle önce %25 zam yaptılar hatta yüzde 25 zam töreni o kadar coşkulu geçti ki yandaş konfederasyonun başkanı zam miktarını uzun süre alkışladı.Fakat kamu emekçilerinden tepkiler devam edince ertesi gün bir yüzde 5 ekledik dediler.Devletin alacakları konusunda belirlediği yeniden değerlendirme oranı %122.95 iken,yoksulluk sınırı 26.850tl iken kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen zam oranı olan %30 elbette kabul edilemez.
Bizler emeğimizin karşılığı olan hakkımızı istiyoruz.Bizler yoksulluk sınırının altında yaşamak istemiyoruz.Bizler yandaş konfederasyon yoluyla hakkımızın gasp edilmesine elbette karşı çıkacağız.İktidar 4 Ocak Çarşamba günü artış oranını tepkiler üzerine yüzde 30'a yükseltmek zorunda kaldı. Yüksek enflasyon ve pahalılık ortamında yüzde 30 artış yeter mi? Elbette yetmez. İktidara yakın İstanbul Ticaret Odası'nın dahi yıllık enflasyon verisi yüzde 93, Bağımsız ENAG'ın yıllık enflasyon verisi yüzde 137, iktidarın yönlendirdiği TÜİK'in yıllık enflasyon verisi ise yüzde 64,27. Bir yandan halkın hissettiği gerçek enflasyon ve pahalılık var, diğer yanda İktidar'ın açıkladığı gerçek dışı enflasyon verileri var.İktidar, milyonlarca memur ve emekliyi işte bu gerçek dışı TÜİK enflasyonu oranında artışa mahkum etmiştir. İktidarın talimatıyla yönettiği TÜİK verileriyle kamu emekçileri ve emekliler sofrasındaki lokmalar gasp edilmektedir.
Hakkımızı mücadelemizle kazanacağız!
Tarafsız olması gerekirken gerçek dışı enflasyon rakamları vererek aşımıza ekmeğimize el koyulmasına destek veren TÜİK yıllık enflasyon oranını yüzde 64,2 olarak açıklayarak kamu emekçilerine ve emeklilere verilen zam oranını meşrulaştırmaya çalışmıştır.Hatta o kadar ileriye giden TUİK enflasyonda yok demeye kadar vardı. Ülkedeki ekonomik kriz, açlık, yoksulluk ve enflasyon varken bizlerin sefalet’e mahkum edilmesini kabul etmiyoruz.Emekçiler olarak bizler hakkaımızı mücadeleyle alacağımıza inanıyoruz.Bu mücadelenin büyümesi için yandaş sendikalardan istifa etmek önemlidir.Kamu emekçilerinin gerçek hak mücadelesi TÖB SEN gibi hiçbir siyasi partiye bağlı olmayan gücünü haklı mücadelesinden alan sendikada örgütlenmekte geçer.Gün gelecek devran dönecek kamu emekçilerine ihanet eden ; %2’lik baraj getirerek kamu emekçilerinin iradesini 150-200 tl ile satın alacağını düşünen,kamu emekçilerini kandıran, sofrasındaki ekmeğe göz koyan çocuklarımızın barınma hakkını,ulaşım hakkını,eğitim hakkını, sağlık hakkını yok sayan, iktidarın borazancılığını yapan sendikaları asla unutmayacağız..
Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve zamları kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi,aşımızı,hakkımızı AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek.
Kamu çalışanları, yaşanan ekonomik kriz sonucu oluşan ve yüzde 180’lere ulaşan enflasyon karşısında eriyen ücretleri ile açlık sınırında yaşamakta, ağır vergi yükü altında günden güne yoksullaşmaktadır.
Vergiler altında ezilmeye devam ediyoruz.Öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının ülkemizde özellikle ücretler üzerindeki mali yüke bakıldığında adaletli bir vergi uygulamasından bahsetmek zordur. Oysa ki, verginin ülkede yaşayan insanların gelirlerine, mali güçlerine göre adaletli bir şekilde dağıtılması devletin asli görevidir. Vergi yükünün çalışanlar için adil ve dengeli olarak paylaştırılması, çalışma barışı, devlete güven ve aidiyet duygusunun gelişimi açısından da önem arz etmektedir.Ülkemizde TÜİK verileri dikkate alındığında devletin topladığı gelir vergisinin en büyük oranı, ücretli çalışanlardan kesilen vergilerden oluşmaktadır.Kamu çalışanları genel olarak Haziran, Temmuz aylarında %20’lik ve %27’lik vergi dilimlerine girmekte böylece daha fazla vergi ödemektedir. Öğretmenler aynı ayda yapılan ikinci ödeme olan ek ders ücretlerinin neredeyse tamamı üzerinden gelir vergisi kesintisine maruz kalmaktadır. Bu nedenlerle TÖB SEN olarak taleplerimiz;
- Kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26.485tl üzerinde belirlenmesi,bunun içinde seyyanen zam yapılmasını talep ediyoruz.
- Öğretmen maaşlarına ve buna bağlı ek ders gerçek enflasyon oranın üzerinden zam yapılmasını talep ediyoruz.
- Tüm kamu çalışanları için maaş/ücretin gelir vergisi istisnasından kalan tutarı için gelir vergisinin %15 ile sabitlenmesi,
- Zorunlu temel gıda ve tüketim maddeleri üzerindeki ağır vergi yükünün kaldırılması
- Ülkemizde servet vergilerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılma
%2’LİK BARAJI YIKIP GELİYORUZ.
Öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı gerçek sendikal örgütlenme hakkı;%2 üye barajı gibi yasalarla engellenmekte; öğretmen kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmaktadır. Örgütlenmenin ve güçlü bir sendikal yapının önüne geçmek için iktidar yandaş sendikalarla birlikte %2’lik baraj uygulamasını yasalaştırmıştır.
Maalesef ülkemizde sendikal yozlaşma yaşanmaktadır.Bağlı bulundukları siyasi partilere göre konumlanmış üyelerinin sorunlarından çok siyasi duruşu öne çıkan sendikalar yüzünden kamu çalışanlarının özlük,sosyal ve demokratik haklarımız gittikçe erimektedir Memur Sen ve Kamu Sen sendikal tekelleşmeyi sağlamak ve üye istifalarının önüne geçmek için geçtiğimiz yıl Danıştay’ın oy birliğiyle iptal ettiği %1 sendika barajı ile ilgili yasayı %2 yaparak maalesef TBMM’den geçmesini sağladı. Memur Sen ve Kamu Sen’in talebiyle, Memur sendikalarında %2 çoğunluğu üye yapmayan sendikaların üyelerine her üç ayda bir ödenen sendika tazminatındaki farklılık İle ilgili kanun teklifi AKP VE MHP oylarıyla TBMM de kabul edildiTÖBSEN olarak bu engeli üyelerimizle birlikte aşacağız. Nasıl Danıştay oy birliği ile %1 barajını reddettiyse , Anayasa Mahkemeside anayasaya aykırı olan %2’lik barajı reddedecektir. Tahminimize göre Anayasa mahkemesinden 5-6 ayda sonuç çıkabilir.
Bu uygulamalarla sadece uzatmaları oynayan yandaş konfederasyonlar üyelerimizin ayda 150tl’ye sendika değiştireceklerini düşünmeleri kadar eğitim çalışanlarının gerçek sorunlarından uzaktalar.Onurlu hiçbir kamu emekçisi ayda 150-200 tl farkla sendika değiştirmeyeceği gibi sendikalarınada üye olmayacaklardır.İktidarın kontrolünde olan bu sarı sendikaların üye sayısının hızla düşeceğini bu günden görmek hiçte zor değildir.Öte yandan mevcut yasaya göre 2024 ocak ayına kadar bir değişiklik olmaması gerekirken 2023’te yasa geçerli oldu.Bu anti demokratik bir uygulama olduğu gibi uluslararası sözleşmelere,Anayasaya aykırı bir durumdur.Yasa tanımayan bu yaklaşımın temelinde dipten gelen yeni kurulan sendikaların büyümesinin önüne geçmek ve yandaş sendikaların üye sayısını korumaktır.
Örgütlenme özgürlüğünü yok sayan bu barajı üyelermizle birlikte yıkacağız.Haktan, hukuktan, adaletten uzak bu kanunun karşısında üyelerimizin dik duracağından eminiz.Burdan yandaş konfederasyona sesleniyoruz %2’lik baraj girişiminiz üye kaybınızın önüne geçmeyecektir.
TÖBSEN’le özlük,demokratik ve sosyal hak mücadelesini büyütelim. TÖBSEN’de örgütlenelim.
TÜM ÖĞRETMENLER BİRLİĞİ SENDİKASI
MERKEZ YÜRÜTME KURULU ADINA
ÖRGÜTLENME SEKRETERİ HİZAM HASIRCI