DESEM Mİ DE MESEM Mİ?

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat YAVUZ'un yazısı...

•••DEPREMDEN BİR YIL SONRA•••

Geçen yıl 6 Şubat günü meydana gelen asrın felaketi diye tanımladığımız depremin üzerinden bir yıl geçti. Yıldönümü ile aynı acılar yeniden yaşanacak, mezarlıklar ziyaret edilecek, Kur’anlar okunacak, dualar edilecek. Yaraların sarılması uzun sürecek denilmişti ve uzun sürüyor. Deprem bölgesine özel ihtimam gösterilmesine rağmen, birkaç yıl daha konteyner kentler yaşam merkezi olmaya devam edecek.

Depremin yıldönümünde biz de ekip olarak deprem bölgesinde olacağız. Acılı arkadaşlarımızı, teşkilat mensuplarımızı ve vatandaşlarımızı yalnız bırakmayacağız. Okulları ziyaret edecek ve yapılması gereken ne varsa not ederek, çözümün adresi Ankara’ya döneceğiz.

•••GAZZE UNUTULMASIN!•••

Dört ay oldu. Gazze’de soykırım devam ediyor. Katil İsrail dünyanın ilgisinin başka yönlere kaymasını da fırsat bilerek zulmünü artırıyor. Yenildikçe, kaybettikçe daha da azgınlaşıyor ve yeni hedefin Refah olduğu söyleniyor. Elimizden sadece kınamak, eylem yapmak ve olup biteni dünya kamuoyuna anlatmak gelse de bundan vazgeçmemek gerekiyor. 

Ülkemizin seçim atmosferine girmesi ile dağılan ilgiye dikkat ederek seçim mitinglerini İsrail’i protesto mitinglerine çevirerek katliamı unutturmamak gerekiyor. İnsanoğlu yaptığı çürük binalarla, çıkardığı savaşlarla adeta sonunu hazırlıyor. Dünyaya adalet ve merhametin hakim olması için var gücümüzle çalışmak, her dönemkinden çok daha önemli hale geldi.

•••İKİNCİ DÖNEM BAŞLIYOR•••

İki hafta aradan sonra okullar yeniden açılıyor. Aylardır hazırlıkları süren birçok çalışmayı bu dönemde konuşacağız. Yeni müfredat, yönetici atama yönetmeliği, meslek kanunu, atama bekleyen öğretmenlerin atama heyecanı, kadroya geçen öğretmenlerin aile birliği ataması, sıra tayinlerin birkaç kez işletilmesi…

Eğitimde sağlıklı ortam, dingin ve sakin ortamlardır. Suni gerilimlerden, amaca hizmet etmeyen uygulamalardan, içi boş projelerden ve kişisel kariyer uğruna yapılan dönemsel işlerden yakın geçmişte çok çektik. Okul idarecileri hala geçmişin yanlışlarıyla boğuşuyor.

•••“DESEM Mİ DE MESEM Mİ?”•••

Geçen öğretim yılı, dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in, yöneticiler için görevde kalma kriteri haline getirdiği MESEM kursiyer kayıtlarını artırmak adına, yasal sınırların dışına çıkılmasını, yukarıdaki başlıkla dile getirmiş ve uyarmıştım. Bugünlerde yapılan denetim, inceleme ve soruşturmalarda birçok yöneticiye kamu zararı, disiplin cezaları ve idari teklifler getirildiği haberleri geliyor ve problem giderek büyüyor. 

Yılların idarecilerini, kişisel kariyer adına, zoraki yöntemlerle yanlışa sürükleyip, sonra da ortadan kaybolan dönemin yetkililerine seslenelim şimdi; çıkın yaptıklarınızı müfettişlere anlatın. On bir ayda, bir milyon yüz bin kursiyeri, nasıl ne pahasına ve ne adına kaydettirdiniz? Yaptığınızın kime ne faydası oldu?
Yeri gelmişken bir yanlış tutumu da dile getirelim: bugün idarecilere en ağır yaptırımları teklif edenler, MESEM kayıtları vb. yanlışlar bütün çarpıklığı ile devam ederken neredeydiniz? 

Yanlış ve yersiz ödemelerden, son ödeme emrinde imzaları var diye sadece okul müdürlerinin sorumlu tutulması içinize siniyor mu? Planlamayı en tepeden yapanlara, emri verenlere, ilçe ilçe, okul okul gezerek hesap soranlara, istatistik dayatanlara gücümüz yetmiyor mu? Bu nasıl sistem, merak eden yok mudur?

Talat YAVUZ
Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri

yavuztlt@hotmail.com

İlk yorum yazan siz olun

UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Gündem Haberleri