MEB 2014 yılında hayata geçirdiği ve “Yurt içinde ve yurt dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle iş birliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okul ve kurumları” şeklinde tanımladığı ve 2023 itibari ile ülkemizde var olan 615 Proje Okulu ile bu uygulamayı bakanlığımız yaklaşık 10 yıldır sürdürmektedir. Önceki Milli Eğitim Bakanlarından Prof. Dr. Ziya Selçuk ve Prof. Dr. Mahmut Özer’in sürekli gündeme getirdiği ve altını çizdiği eğitimde fırsat ve imkân eşitliği kavramı ile okullar arası başarı farkını, teknik donanım ve teknolojik imkanlar açısından okulları eşitleme gayretini sekteye uğratan Proje Okulları, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğine de ise en büyük darbeyi vurmaktadır. 10 yıldır Proje Okulları’nın başarısı, yapılan proje, yarışma, fuar ve yenilikçi uygulamaları ile ülke ekonomisine katkıları ve öğrencilerin akademik olarak hangi başarılara imza attığı gibi bilgiler hakkında bir istatistik ortaya koyamayan bakanlık bu garip uygulamayı sürdürmekte kararlı görünmektedir.
İlk olarak 2014 mart ayında ülkenin en başarılı diliminden öğrenci alan İstanbul Erkek Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Cağaloğlu Lisesi, Vefa Lisesi Atatürk Fen ve Kadıköy Anadolu Lisesi gibi köklü okulların bir gecede Proje Okulu yapılarak hem yönetici hem de öğretmenlerin başka okullara “resen ya da zorla” ataması yapılarak okulların kültürü ve hafızası yok edilmek istenmiştir. Daha sonraki süreçte ülke genelinde Proje Okulları yaygınlaştırılarak, sınavla öğrenci alan tüm eğitim kurumları Proje Okullarına dönüştürülmüştür. Proje Okulları ilgili problemler yıllar içinde çözüleceğine ya belirli dönemde stabil kalmış ya da iyice büyüyerek içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bakanlık ne yazık ki hiçbir zaman Proje Okulları sorununu samimi olarak çözme çabası içerisinde olmamıştır.
Proje Okullarına ait ilk yönetmelik 2016 yılına ait olup (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği) en güncel yönetmeliği ise 08.02.2023 tarih ve 32098 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği” ile kaos iyice gün yüzüne çıkmıştır. Yeni yönetmeliğin Proje Okullarına ait yeni bir düzenleme getirmemekle birlikte bazı küçük sorunların ya da aksaklıkların çözümüne yönelik olduğu açıkça görülmektedir. Proje Okulları ile ilgili bu yönetmelikte ortaya çıkan sorunları üç aşamada değerlendirmek gerekmektedir. Bunlar, Proje Okullarında görev yapan öğretmenler, Proje Okullarına atama isteyecek öğretmenler ile Proje Okullarında yönetici görevlendirmeleri şeklinde sıralamak mümkündür.
Yeni yönetmeliğe göre bir okulun Proje Okulu olarak belirlenmesi için ortaya konulan kriterler (fiziki alt yapı, donanım, insan kaynağı, yetkili kurum ve kuruluşlarca akredite edilmesi, okulun açılış tarihi, yetiştirdiği önemli karakterler ile tarihi öneminin olması vb.) ve komisyonlar tamamen kaldırılarak sadece bakanın onayına bağlı hale getirilmiştir ki bu birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Hangi okulların Proje Okulu olacağı konusunda somut ve objektif kriterlerin belirlenerek bakanlıktaki komisyon marifeti ile onay alınarak uygulama konmalıdır. Daha önce duyuru yapılmadan öğretmen alımı ve yönetici ataması yapılan Proje Okullarına daha sonraki süreçte-Danıştay kararına istinaden- merkezi bir duyuru ile talepler toplanıp atamalar bakan onayına bağlı kalınarak yapılması şeklinde uygulamaya konulmuştur.
Başka bir sorun ise norm fazlası olan yönetici ve öğretmenlerin Proje Okulu olmayan kurumlara atanmak üzere il emrine verilmesi ciddi sıkıntılar oluşturup hukuki problemlerle karşı karşıya getirmektedir. Bu okulların norm fazlası yönetici ve öğretmenlerine atama hakkı verilerek il emrine verilmesi durumu ortadan kaldırılmalıdır. Proje Okullarında tek onayın bakana ait olması keyfiyeti ve ciddiyetsizliği de pekiştirecek, kamuoyunda da çeşitli tepkilere neden olacaktır. Bu kurumlarda görev yapacak öğretmen ve yöneticilerde aranılan şartlar ve niteliklerin neler olacağı konusunu belirli ve somut kıstaslarla belirlenmedikçe sendikaların rant kapısı olmaya devam edecek, öğrencilerin niteliğini artıracak uygulamaların başında nitelikli yönetici ve öğretmenlerin geldiği düşüncesiyle hareket edilmesinin elzem olduğu söylenebilir. Belirlenmeyen kriterleri bakanlığın her öğretmen ve yönetici atama sürecinde başını ağrıtacak hukuki olarak da maddi manevi bakanlığı zora sokacak uygulama olarak değerlendirmek mümkündür. Bu bağlamda Proje Okullarını eğitim camiasında tartışmalı hale getiren uygulamaları başlıklar altında sıralayacak olursak;
- Yönetmelikte bakanlık web sayfasında yayınlanacağını söylenen boşalacak öğretmen ve yönetici normlarının il milli eğitim müdürlüklerinin web sayfalarında yayınlanması ki bazı il milli eğitim müdürlükleri sadece süresi dolan yöneticilerin listelerini açık bir biçimde yayınlarken bazı müdürlükler şifre ile yayınlamakta, bazı il milli eğitim müdürlükleri ise hiç yayınlamamaktadır. Bu belirsizlik ise keyfiyeti ortaya çıkarırken birtakım oluşumların devreye girerek atamaların objektif olarak yapılmasına engel olacağı şüphesini oluşturmaktadır.
- Proje Okullarında görev yapacak/atanacak öğretmen ve yöneticilerin süre, tercih sırası ve kıdem dışında hangi objektif kriterlere göre atanacak olmasının belirsizliği yine bu atamalarda hangi elin devreye gireceği, görevlendirmelerin adaletten yoksun ve liyakatsiz kadrolara teslim edileceği şeklinde yorumlanmasına neden olmaktadır.
- Atama/görevlendirme takviminde hızlıca yapılan süresi dolan öğretmen ve yöneticilerin belirlenmesi (üç günde) ve aynı hızla alınan başvurulara (beş günde) rağmen sonuçların 22 gün sonra açıklanması yine bu sürece gölge düşüren başka bir uygulamadır
- Öğretmenlerin atama tercihlerinin 10 eğitim kurumu ile sınırlı tutulması mağduriyetleri artıracaktır.
- Proje Okulları atama pazarlıklarının yapıldığı, atama borsasının kurulduğu, yandaş sendikalar için üye devşirme aracı olarak kullanılması sorununu gündeme getirmektedir.
2016 ve 2023 yönetmeliklerinin her ikisi de Proje Okullarında görev yapan/yapacak öğretmen ve yönetici görevlendirmelerine yönelik sorunları çözmek bir yana bu sorunun daha da artmasına, başka güçlerin bu sürece müdahil olmasına zemin hazırladığı görülmektedir. Bu nedenle gerçekten bu kurumların başarısı isteniyorsa öğretmen ve yöneticilerin hem nitelikleri tam olarak belirlenmeli hem de başka oluşumların müdahalesine açık hale gelmesini engelleyen yönetmelikle desteklenmelidir. Bu bağlamda Proje Okulları yandaş hükümranlığının devamını sağlayan, öğrenci başarısından ziyade yandaşların refah ve mutluluğunu artırmaya odaklanan kurumlar olarak anılmaya devam edecektir.