Mülakatı dayatanlar hayatlarında hiç KPSS’ye hazırlandılar mı? Mülakata girdiler mi? Yıllarca süren mücadelelerinin bir anda yok olup gitmesinin hüznünü yaşadılar mı? Ne olur biraz empati yapalım, liyakat esas alalım ve olası hataları dikkate alalım.
Öğrencilerine kavuşma hayali ile yıllardır KPSS’ye hazırlanan öğretmenlerimize bir dokunun bin ah işitin.
Öğretmen olmanın tek seçeneği KPSS dendi, onlar da oturdu ona hazırlandı.
KPSS öncesi süreci hep birlikte hatırlayalım.
Şaibelerden geçilmediği, adil ve güvenilir olmadığı için ille de KPSS denildi.
O da başta LGS ve YKS gibi adil değil ama kerhen de olsa kabullenildi.
Sabırla kaldırılması beklenirken, şimdi bir de mülakat çıktı.
Hem de “tümüyle kaldırılacak” denilirken.
Öğretmenlik gibi çok önemli bazı mesleklerde mülakat ve benzeri seçme ve eleme yöntemleri olabilir.
Örneğin sınıfa girip ders anlatma, cemaatin karşısına çıkıp vaaz verme, kan gördüğünde bayılmama gibi bazı önemli ayrıntılar olmazsa olmaz haline gelebilir.
Ama bütün bu kriterler son aşamada değil ilk aşamada belirlenir ve ona göre seçim ya da eleme yapılır.
Örneğin öğretmen olma yeterliliği ille aranacaksa seçme ve atama yöntemi kesinlikle bu olmamalı.
Madem en doğru yöntem buydu neden yıllarca önce bu sisteme geçilmedi?
Söz konusu mülakatın ve söz konusu atama sisteminin kalıcı ve sürdürülebilir olması mümkün değil!
Yarın bu sistemden de vazgeçildiğinde yaşanacak mağduriyetlerin vebali kimin vicdanını sızlatacak?..
Ne olur bir kez daha enine boyuna düşünelim ve günü kurtarma yerine geleceğe yatırım yapalım.m
Adil, seçici, sürdürülebilir olanı tercih edelim. Tek referansımız da liyakat olmalı.
Neden mi?
Öğretmenlik başka mesleklere benzemez!
O ilk düğmedir, eğer o doğru iliklenmezse diğer düğmeler de hep yanlış iliklenir ve doğru hakimimi, mühendisi, iş adamını, teknisyeni, doktoru ve en önemlisi de doğru yurttaşı ve iyi insanı yetiştiremeyiz!..
Abbas GÜÇLÜ