Her türlü olumsuz manipülasyona rağmen üye sayısını artırıyoruz.
Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Dolgun yaptığı konuşmada Türk Eğitim-Sen olarak kimseyi tehditle, şantajla üye yapmadıklarını, kimseye makam, mevki dağıtmadıklarını, sadece sendikacılık yaparak çalışanların sendikamıza üye olmasını sağladıklarını bildirdi.
Dolgun, her türlü olumsuz manipülasyona rağmen üye sayısını artırmayı başaran Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in önümüzdeki süreçte yeniden yetkiyi alacağını bildirdi.
“Ücretli” unvanı öğretmenlerimize yakışmıyor
Ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasının Türk Eğitim-Sen’in yıllardır talebi olduğunu söyleyen Dolgun, norm açığının 121 bin, ücretli öğretmen sayısının 86 bin olduğu bu dönemde yapılan 20 bin atama sayısı ile sorunların çözülemeyeceğini kaydetti. Ücretli öğretmenlerimizin aldıkları ücretlerin de kabul edilemez olduğunun altını çizen Dolgun, bu çalışanların asgari ücretin dahi yarısı kadar bir aylıkla görev yaptıklarını bildirdi. Dolgun, tüm öğretmenlerin mesleğin saygınlığına ve insan haysiyetine yakışır bir ücretle çalıştırılması gerektiğini kaydetti.
Ayrıca Türk Eğitim-Sen olarak bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin “ücretli” unvanıyla anılmasının da doğru bir yaklaşım olmadığını ifade eden Dolgun, “Bu konuda da MEB tedbir geliştirmeli ve elzem durumlarda görevlendirilen bu öğretmenlerimizi 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘Vekil Öğretmen” unvanıyla çalıştırmalıdır.” dedi.
ÖMK yeniden düzenlenmeli
Daha sonra bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcısı Erhan Bayram, Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndaki sorunların giderilmesi, eksikliklerin de tamamlanması gerektiğini söyledi. Kanun, teklifinin TBMM’ye sunulmasıyla birlikte her türlü girişimde bulunduklarını bildiren Bayram, genel kurul aşamasında bizzat bulunarak sürece müdahil olduklarını belirtti. Bayram, “ÖMK’da yer alan kariyer düzenlemesinin kamuoyunun gündeminde yer almasından itibaren her türlü girişimde bulunduk. Paydaşlarımız ile görüşmeler, yazışmalar, eylemler, kampanyalar ve sosyal medya üzerinden gündem oluşturduk. Hukuken gerekli başvuruları yaparak meslektaşlarımızın sesi olduk. Türk Eğitim-Sen olarak üstüne basa basa yineliyoruz: 10 yılını dolduran uzman öğretmen, 20 yılını dolduran her öğretmen başöğretmendir. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz öğretmenlik mesleğinin sağlam bir zemine kavuşturulması ve mesleğin onurunun korunmasıdır.” dedi.
Kamu çalışanlarının alım gücü artırılmalıdır
Memur ve emeklilerin alım gücünü korumak için bir an önce ek tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Bayram, “Kamu çalışanlarının alım gücü yükseltilmeli, memur ve emeklilere ek zam yapılarak maaşlarda düzenleme yapılmalı, refah payı uygulaması kalıcı hale getirilerek, maaşlar enflasyona karşı koruma altına alınmalı ve enflasyon farkı oluşması halinde ortaya çıkan fark maaşlara aylık olarak derhal yansıtılmalıdır.” diye konuştu.
2005 yılından bu tarafa sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına kaldırılması için adeta savaş verdik
Tüm öğretmenlerin kadrolu olarak atanması gerektiğini yıllardır dile getirdiklerini söyleyen Bayram, artık bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini bildirdi. Türk Eğitim-Sen olarak 2005 yılından bu tarafa sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına kaldırılması için adeta savaş verdiklerini kaydeden Bayram, “Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırmasını ve tüm öğretmenlerin kadrolu olarak atanmasını istiyoruz. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz; tıpkı 2011 ve 2013 yılında olduğu gibi tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesidir.” şeklinde konuştu.
Artık Gelir Vergisi yüzde 15’te sabitlenmelidir
Kamu çalışanlarının maaşlarında ciddi bir kayba neden olan vergi diliminin düzenlenmesi gerektiğini de bildiren Bayram, tüm kamu çalışanlarının gelir vergisi diliminin yüzde 15’e sabitlenmesi gerektiğini kaydetti.