Yaşamınızı şekillendiren ve sizin "karakter" tanımınızı oluşturan cümleler, olaylar karşısında takındığınız tavırlar ve verdiğiniz tepkilerle oluşur.
Karşılaştığınız yanlış bir olay karşısında zihninizde kurduğunuz cümleler ile yanlışa sebep olan muhataplarınıza kurduğunuz cümleler aynı doğrultuda çıkıyorsa orada senkronize bir yol vardır ve sizi doğal liderliğe, tanımlanmamış başrollere taşır.
Günümüzün problemi, zihinde kurulan cümlelerin söze dökülürken, kamuoyuna açıklanırken "makamsal kaygılarla" farklı istikamette cümlelere dönüşmesidir. Başrol kaparım umuduyla inanmadığı cümleleri tiyatrovari bir ezberle mecmuaya yazar gibi sosyal medyaya yazan bir yönetici profili oluşmuştur.Bu profil kendi kapalı alanında ise "tam tersi cümleler ile kahramanlık naraları atarak eleştirel bir dilin içindedir.
Eğitim kurumları yönetimi adına sıkıntı işte burada başlıyor.Sufle verilmeden tek kelime konuşamayan, makam yetkisi olmasına rağmen karar yetkisi hiç olmayan bu yekûnun makamlar adına rol biçerken figüranlıklarını unutup kendilerini -hiçbir zaman gerçekleşmeyecek- başrol oyuncusu sanmalarıdır.
Kurum yönetimlerinde bu "figüranlar" maalesef sahada çoğunluğu oluşturmaktadır.Hâl böyle olunca eğitimde nicelik, niteliğin çok önüne geçmiştir.
BUGÜN SORGULAMAMIZ GEREKEN BU YEKŪNA NASIL ULAŞTIĞIMIZDIR.CEVABINIZI DUYABILİR MİYİM?
BUGÜN SORGULAMAMIZ GEREKEN, BU YEKÛNA NASIL ULAŞTIĞIMIZDIR.
Ayhan KORKMAZ
Eğitimci Yazar