TTK Üzülmez Müessesesi'nde çalışan 4 yıllık maden işçisi 33 yaşındaki Özfidan, depremlerin ardından eşinin de desteğiyle bölgeye gitmeye karar verdi.
Bir ay önce dünyaya gelen kızı Umay Almina'yı geride bırakarak hiç düşünmeden Antakya'ya giden Özfidan, meslektaşlarıyla arama kurtarma çalışmalarına katıldı.
Özfidan, arkadaşlarıyla bir kısmı yıkılan binanın enkazından 8 saatlik zorlu çalışma sonucu 22 yaşındaki Abdullah isimli öğretmeni kurtardı.
- "İnsanlara umut olmak istedik"
Cüneyt Özfidan, AA muhabirine, Antakya'da 11 gün boyunca arama kurtarma çalışmalarında yer aldığını söyledi.
Büyük bir felaketin yaşandığına değinen Özfidan, "Bir çocuğum var, deprem bölgesine giderken 30 günlüktü. Eşime, 'Bölgede insanların bizlere ihtiyacı var, bölgeye gidiyorum.' dedim. Kendisi de benim gitmemi söyledi. Orada insanlara biraz olsun faydalı olmak, umut olmak istedik." diye konuştu.
Özfidan, arama kurtarma çalışmalarından bahsederek, "İlk akşam bölgeye gittiğimizde bir bina tamamen yıkılmak üzereydi. Abdullah da ailesiyle depremden kaçarken ikinci kata geldiklerinde merdiven boşluğunda kalmış. Babası sağ olarak kurtarılmış. Annesi ve kız kardeşi hayatını kaybetmiş şekildeydi. Binaya kimse giremiyordu. Binanın kalanı da yıkılmak üzereydi. Abdullah'ı kurtarmak için bir çalışma yaptık." ifadelerini kullandı.
Çalışma yaptıkları alanın çok dar olduğunu dile getiren Özfidan, şöyle devam etti:
"Bina yıkılmak üzereydi. Balyoz, kazma, hilti kullanamıyoruz. Yeri geldi tornavidayla betonu kırdık, yeri geldi araçları durdurarak kriko aldık. Krikoyla betonu yükselterek parçalamaya çalıştık, demirleri kestik. Yaklaşık 8 saat süren bir çalışma. Abdullah kardeşimiz orada merdivenin demir korkuluklarına sıkışmıştı. Kendisi Türkçe öğretmeni olduğunu söyledi. Ona, 'Seni buradan çıkaracağız, alacağız' dedik. O da bize, 'Abi beni almadan gitmeyin' dedi. Bizler de 'Abdullah, ya burada beraber öleceğiz ya da beraber buradan canlı çıkacağız' dedik. Onu bir yandan hayatta tutmaya, bir yandan da moralini yüksek tutmaya çalıştık. Biz ona bu anları, maden işçilerini, öğrencilerine anlatmasını söyledik. Uzun bir süre sohbet ettik. 8 saat süren çalışmanın ardından Allah nasip etti, kurtarmayı başardık."
- "Her bir canı sevdiklerine kavuşturduğumuzda birlikte sevinçten ağladık"
Özfidan, bölgedeki çalışma şekillerinin, yaptıkları işin başarısının TTK'den geldiğini aktararak, "Bu kurumda her zaman bizim önceliğimiz iş sağlığı ve güvenliği olmuştur. Her girdiğimiz yerde ilk önce yer altında çalıştığımız için tavanımızı sağlama alırız. Domuz damı; madenci arkadaşlarımızın tamamının her gün yaptığı bir şey çünkü orada çalışmamız için tavanı sağlama almamız lazım. Tavanı sağlama alalım ki kendimizi sağlama alalım, orayı ayakta tutalım." şeklinde konuştu.
Yer altında çalışırken birlik ve beraberliğin önemine işaret eden Özfidan, "Birlik beraberlik olmadığı sürece yer altında çalışamazsınız. Yer altına girdiğimizde işimiz bittiği zaman yanımızdakine yardım ederiz. Herkes birlik beraberlik içerisinde işini yapar ve çıkar." dedi.
Özfidan, her bir canı sevdiklerine kavuşturduklarında birlikte sevinçten ağladıklarını, bu duygunun anlatılamayacağını sözlerine ekledi.